|
English Translation |
|
More meanings for kaplamak
cover
verb
|
|
örtmek,
kapatmak,
korumak,
kapamak,
üzerini kapatmak
|
veneer
verb
|
|
döşemek,
yaldızlamak,
sırlamak,
cilalamak,
örtbas etmek
|
coat
verb
|
|
örtmek,
sarmak,
sürmek
|
overlap
verb
|
|
aşmak,
çakışmak,
üstünü örtmek,
üstüne gelmek,
üst üste gelmek
|
clothe
verb
|
|
giydirmek,
örtmek,
giysi sağlamak,
sarmak,
bürümek
|
overwhelm
verb
|
|
boğmak,
ezmek,
alt etmek,
mahçup etmek,
kahretmek
|
crown
verb
|
|
taç giydirmek,
ödüllendirmek,
süslemek,
doruğa ulaştırmak,
kafasına vurmak
|
line
verb
|
|
çizmek,
çizgi çizmek,
doldurmak,
kırıştırmak,
astarlamak
|
face
verb
|
|
yüzleşmek,
bakmak,
yüz yüze gelmek,
karşı karşıya gelmek,
göğüs germek
|
plate
verb
|
|
altın kaplamak,
gümüş kaplamak,
klişe yapmak,
levha kaplamak,
zırhla kaplamak
|
bestrew
verb
|
|
dağıtmak,
yayarak kaplamak,
saçmak
|
canopy
verb
|
|
örtmek,
gölgelemek
|
carpet
verb
|
|
halı döşemek,
örtmek,
azarlamak,
haşlamak
|
case
verb
|
|
gözetlemek,
dikizlemek,
kutulamak,
yerine koymak,
ciltlemek
|
revet
verb
|
|
giydirmek
|
encrust
verb
|
|
kabuk bağlamak,
kaplanmak
|
envelop
verb
|
|
örtmek,
kuşatmak,
sarmak
|
fleece
verb
|
|
kırkmak,
soymak,
soyup soğana çevirmek,
kazıklamak,
yün gibi örtmek
|
incrust
verb
|
|
kabuk bağlamak,
kaplanmak
|
infest
verb
|
|
istila etmek,
doldurmak,
bürümek,
zarar vermek
|
overgrow
verb
|
|
sarmak,
fazla büyümek,
küçük gelmek,
sığmamak
|
overspread
verb
|
|
yayılmak,
üzerine geçirmek
|
thread
verb
|
|
iplik geçirmek,
ipe dizmek,
takmak,
arasından geçmek,
vidaya diş açmak
|
sheathe
verb
|
|
kınına sokmak,
kılıfına koymak,
kabına koymak,
gizlemek
|
sheet
verb
|
|
sarmak,
çarşaf örtmek,
örtmek,
iskotasını çekmek
|
shield
verb
|
|
korumak,
örtmek,
kalkan olmak
|
smother in
verb
|
|
sımsıkı örtmek,
sarmak
|
smother with
verb
|
|
boğmak,
sımsıkı örtmek
|
suffuse
verb
|
|
üzerine yayılmak,
bürümek,
saklamak
|
take
verb
|
|
almak,
çekmek,
götürmek,
çıkarmak,
yapmak
|
film over
verb
|
|
bulanmak
|
wreathe
verb
|
|
çelenk yapmak,
çelenklerle süslemek,
çevrelemek,
çöreklenmek,
döne döne yükselmek
|
hang
verb
|
|
asmak,
takmak,
sarkıtmak,
ipe çekmek,
sarkmak
|
back
verb
|
|
destek olmak,
astarlamak,
kayırmak,
sırtına binmek,
arka çıkmak
|
upholster
verb
|
|
döşemek
|
recap
verb
|
|
tekrarlamak,
tekrar özetlemek
|
fair
verb
|
|
yontmak,
kesmek
|
film
verb
|
|
film çekmek,
filme çekmek,
ince bir tabaka ile kaplamak
|
See Also in Turkish
arduvaz kaplamak
verb
|
|
slate
|
asfalt kaplamak
verb
|
|
asphalt
|
lambri kaplamak
verb
|
|
wainscot
|
tahta kaplamak
verb
|
|
clapboard,
board,
plank,
lag,
board up
|
lake kaplamak
verb
|
|
lacquer
|
buzla kaplamak
verb
|
|
ice
|
gümüş kaplamak
verb
|
|
silver-plated,
silver-plate,
silver,
plate
|
zift kaplamak
verb
|
|
tarnish,
pitch
|
çim kaplamak
verb
|
|
lawn,
grass over,
grass
|
sis kaplamak
verb
|
|
fog,
befog,
mist
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|