|
English Translation |
|
More meanings for sarkmak
sag
verb
|
|
düşmek,
eğilmek,
çökmek,
bel vermek,
azalmak
|
prolapse
verb
|
|
yerinden oynamak,
kaymak
|
droop
verb
|
|
sarkıtmak,
düşmek,
solmak,
eğilmek,
hali kalmamak
|
hang
verb
|
|
asmak,
takmak,
sarkıtmak,
kaplamak,
ipe çekmek
|
slouch
verb
|
|
sarkıtmak,
kambur durmak,
omuzlarını sarkıtmak
|
hang down
verb
|
|
sallanmak,
asılmak,
sarkıtmak
|
lean out
verb
|
|
sarkmak
|
overhang
verb
|
|
üzerine sarkmak,
tehdit etmek,
yakın olmak,
çıkıntı yapmak
|
bag
verb
|
|
torbaya koymak,
çantaya koymak,
çuvala koymak,
yakalamak,
avlamak
|
beetle
verb
|
|
kakmak,
tokmaklamak,
çakmak,
çıkıntı yapmak
|
dangle
verb
|
|
sarkıtmak,
asılı tutmak
|
flag
verb
|
|
bayrak çekmek,
bayraklarla süslemek,
bayrakla işaret vermek,
pörsümek,
gevşemek
|
hang out
verb
|
|
asmak,
sürtmek,
takılmak,
oyalanmak,
vakit öldürmek
|
impend
verb
|
|
asılı olmak,
yakın olmak,
tehdit oluşturmak
|
lie over
verb
|
|
ertelenmek,
muallakta kalmak
|
lop
verb
|
|
kesmek,
sarkıtmak,
budamak,
kesip atmak,
asılı olmak
|
drape
verb
|
|
asmak,
katlamak,
kumaşla örtmek,
kumaşla süslemek,
kıvırmak
|
See Also in Turkish
|
|
|
|
|