|
English Translation |
|
More meanings for takmak
wear
verb
|
|
giymek,
taşımak,
yıpratmak,
aşındırmak,
takınmak
|
hang on
verb
|
|
asmak,
bekletmek,
beklemek,
asılmak,
asılı durmak
|
fixate
verb
|
|
sabitleştirmek,
yapıştırmak,
gözlerini dikmek,
katılaştırmak,
bağlamak
|
attach
verb
|
|
eklemek,
bağlamak,
iliştirmek,
tutturmak,
bağlanmak
|
fix
verb
|
|
düzeltmek,
saptamak,
tamir etmek,
bağlamak,
yerleştirmek
|
stick
verb
|
|
ayrılmamak,
yapışmak,
sadık kalmak,
delmek,
takılmak
|
hook
verb
|
|
yakalamak,
çengellemek,
çengelle tutmak,
kancayı takmak,
takılmak
|
set
verb
|
|
ayarlamak,
koymak,
belirlemek,
kurmak,
batmak
|
affix
verb
|
|
atmak,
yapıştırmak,
iliştirmek,
eklemek,
basmak
|
hang
verb
|
|
asmak,
sarkıtmak,
kaplamak,
ipe çekmek,
sarkmak
|
hitch
verb
|
|
evlenmek,
bağlamak,
aksamak,
çekmek,
sıyırmak
|
infix
verb
|
|
içine koymak,
tutturmak,
bağlamak,
kafasına sokmak,
telkin etmek
|
snag
verb
|
|
takılmak,
tökezlemek,
engellemek
|
thread
verb
|
|
iplik geçirmek,
ipe dizmek,
kaplamak,
arasından geçmek,
vidaya diş açmak
|
string
verb
|
|
kandırmak,
dizmek,
germek,
bağlamak,
ipe dizmek
|
stock
verb
|
|
stoklamak,
depolamak,
stok yapmak,
yığmak,
bulundurmak
|
bother
verb
|
|
rahatsız etmek,
sıkmak,
üzülmek,
canını sıkmak,
daraltmak
|
give a damn
phrase
|
|
umursamak
|
See Also in Turkish
gözlük takmak
verb
|
|
to wear glasses,
wear glasses
|
kafaya takmak
phrase, verb
|
|
have a bee in one's bonnet,
mind,
care,
nurse,
set one's heart on
|
maske takmak
verb
|
|
wearing mask,
mask
|
yerine takmak
verb
|
|
replace,
ship
|
kafayı takmak
phrase, verb
|
|
put on the head,
be obsessed with,
be hung up on
|
kemer takmak
verb
|
|
to wear a belt,
belt
|
lakap takmak
verb
|
|
nickname,
give a name,
call,
surname
|
çelme takmak
verb
|
|
trip,
trip up
|
yüzük takmak
verb
|
|
wear a ring,
ring
|
lens takmak
verb
|
|
wear a lens,
wear contact lenses
|
Similar Words
|
|
|
|
|