|
English Translation |
|
More meanings for düzeltmek
fix
verb
|
|
saptamak,
takmak,
tamir etmek,
bağlamak,
yerleştirmek
|
level out
verb
|
|
yatay duruma getirmek,
yatay hale gelmek,
hedef almak,
saldırmak
|
adjust
verb
|
|
ayarlamak,
belirlemek,
uydurmak,
alışmak,
alıştırmak
|
set aright
verb
|
|
düzeltmek
|
improve
verb
|
|
geliştirmek,
artırmak,
iyileştirmek,
ilerletmek,
gelişmek
|
tidy up
verb
|
|
toparlamak,
çeki düzen vermek,
toparlanmak,
kendine çeki düzen vermek
|
arrange
verb
|
|
düzenlemek,
ayarlamak,
hazırlamak,
sıralamak,
planlamak
|
reorganize
verb
|
|
yeniden düzenlemek,
yeniden örgütlemek,
reorganize etmek
|
straighten
verb
|
|
düzleştirmek,
doğrultmak,
doğrulmak,
doğrusunu açıklamak,
kalkmak
|
straighten out
verb
|
|
yoluna koymak,
doğrusunu açıklamak,
şüphesini gidermek,
rahatlatmak
|
smooth
verb
|
|
yumuşatmak,
düzleştirmek,
sakinleştirmek,
kolaylaştırmak,
düzlemek
|
level
verb
|
|
eşitlemek,
düzleştirmek,
dengelemek,
nişan almak,
yıkmak
|
polish
verb
|
|
parlatmak,
cilalamak,
perdahlamak,
boyamak,
terbiye etmek
|
unbend
verb
|
|
doğrultmak,
yumuşatmak,
gevşetmek,
fora etmek,
rahatlatmak
|
spruce up
verb
|
|
çeki düzen vermek,
şık giyinmek
|
amend
verb
|
|
değiştirmek,
iyileştirmek,
değişmek,
düzelmek,
iyileşmek
|
better
verb
|
|
iyileştirmek,
daha iyi yapmak,
geliştirmek,
geçmek
|
clean up
verb
|
|
temizlemek,
toparlamak,
pırıl pırıl yapmak,
yoluna koymak,
bitirmek
|
dub
verb
|
|
ünvan vermek,
isim vermek,
ad takmak,
dublaj yapmak,
deriyi yağlayıp yumuşatmak
|
emend
verb
|
|
değişiklik yapmak
|
face-lift
verb
|
|
güzelleştirmek
|
grade
verb
|
|
derecelendirmek,
sınıflandırmak,
not vermek,
sınıflamak,
düzenlemek
|
grade up
verb
|
|
ıslah etmek
|
haul up
verb
|
|
yön değiştirmek,
iyi yola sevketmek,
çıkarmak,
mahkemeye çıkarmak
|
heal
verb
|
|
iyileşmek,
iyileştirmek,
tatlıya bağlamak
|
justify
verb
|
|
haklı çıkarmak,
haklı göstermek,
doğrulamak,
aklamak,
savunmak
|
correct
verb
|
|
doğrulamak,
haddini bildirmek,
cezalandırmak
|
remedy
verb
|
|
tedavi etmek,
iyileştirmek,
çare bulmak,
çözüm getirmek,
onarmak
|
right
verb
|
|
doğrultmak,
dik konuma getirmek,
haklı çıkarmak,
telâfi etmek,
derleyip toplamak
|
meliorate
verb
|
|
düzelmek,
iyileşmek
|
mend
verb
|
|
onarmak,
tamir etmek,
düzelmek,
iyileşmek
|
plane
verb
|
|
rendelemek,
uçmak,
düzlemek,
süzülmek,
rende ile düzeltmek
|
planish
verb
|
|
preslemek,
silindirle üzerinden geçmek,
döverek düzlemek
|
polish up
verb
|
|
iyice parlatmak,
iyice cilalamak,
pırıl pırıl yapmak
|
reclaim
verb
|
|
geri istemek,
ıslah etmek,
geri çağırmak,
geliştirmek,
iadesini istemek
|
rectify
verb
|
|
doğrultmak,
doğru akıma çevirmek,
damıtarak arıtmak,
taşlamak,
uzunluğunu ölçmek
|
redress
verb
|
|
telâfi etmek,
onarmak,
karşılamak
|
refine
verb
|
|
arıtmak,
inceltmek,
rafine etmek,
saflaştırmak,
kibarlaştırmak
|
reform
verb
|
|
reform yapmak,
devrim yapmak,
yeniden düzenlemek,
ıslah etmek,
düzelmek
|
regenerate
verb
|
|
canlandırmak,
yenilenmek,
yeniden can vermek,
hayat vermek,
yeniden oluşmak
|
ameliorate
verb
|
|
iyileştirmek,
geliştirmek,
iyileşmek,
gelişmek,
düzelmek
|
level off
verb
|
|
yatay duruma getirmek,
yatay hale gelmek,
hedef almak,
saldırmak
|
slick
verb
|
|
düzlemek,
düzleştirmek,
kayganlaştırmak
|
smooth away
verb
|
|
pürüzleri yok etmek,
kurtulmak,
gidermek
|
smooth down
verb
|
|
düzelmek,
sakinleşmek,
sakinleştirmek,
yatıştırmak
|
smooth out
verb
|
|
düzlemek,
gidermek,
kırışıklıkları gidermek,
pürüzsüzleştirmek
|
smooth over
verb
|
|
tatlıya bağlamak,
düzlemek,
pürüzlerini yok etmek
|
square
verb
|
|
bağdaşmak,
halletmek,
uydurmak,
kare yapmak,
uymak
|
trim
verb
|
|
ayarlamak,
budamak,
süslemek,
karıştırmak,
uçlarından almak
|
try out
verb
|
|
denemek,
tasfiye etmek,
düzlemek
|
unscramble
verb
|
|
deşifre etmek,
çözmek
|
upgrade
verb
|
|
yükseltmek,
terfi ettirmek,
artırmak,
iyileştirmek
|
spruce
verb
|
|
çeki düzen vermek
|
See Also in Turkish
planya ile düzeltmek
verb
|
|
planner,
plane
|
rende ile düzeltmek
verb
|
|
grate,
plane
|
tüylerini düzeltmek
verb
|
|
correct hair,
preen,
plume
|
durumunu düzeltmek
verb
|
|
fix the situation,
pull up,
upgrade status
|
yaşamını düzeltmek
verb
|
|
correct one's life,
turn over a new leaf
|
gaga ile düzeltmek
verb
|
|
beak,
preen
|
Malayla düzeltmek
verb
|
|
Malay correction,
trowel
|
yeniden düzeltmek
verb
|
|
remedy,
rearrange
|
ayarını düzeltmek
verb
|
|
correct the setting,
readjust
|
yatağı düzeltmek
verb
|
|
fix a bed,
make the bed
|
Similar Words
tamir etmek
verb
|
|
repair,
refit,
mend,
debug,
fix
|
değişiklik yapmak
verb
|
|
change,
alter,
work over,
modify,
shake up
|
akort etmek
verb
|
|
tuning,
tune,
tune up,
attune,
key
|
yenilemek
verb
|
|
renew,
make over,
re-create,
rebuild,
modernize
|
|
|
|
|
|