|
English Translation |
|
More meanings for üzülmek
feel bad about
verb
|
|
üzüntü duymak
|
feel badly about
verb
|
|
üzüntü duymak
|
bother
verb
|
|
rahatsız etmek,
sıkmak,
canını sıkmak,
daraltmak,
can sıkmak
|
bother about
verb
|
|
endişelenmek,
aldırmak,
canı sıkılmak
|
deplore
verb
|
|
beğenmemek,
acımak,
hayıflanmak,
teessüf etmek
|
fret
verb
|
|
yıpratmak,
endişelendirmek,
aşındırmak,
kemirmek,
eskitmek
|
grieve
verb
|
|
üzmek,
kederlendirmek,
dert vermek
|
languish
verb
|
|
çürümek,
gevşemek,
hali kalmamak,
cansızlaşmak,
durgunlaşmak
|
regret
verb
|
|
hayıflanmak,
teessüf etmek,
müteessir olmak,
esef etmek,
özlemini çekmek
|
rue
verb
|
|
pişman olmak,
pişmanlık duymak,
acımak
|
sadden
verb
|
|
üzmek,
hüzünlendirmek
|
sorrow
verb
|
|
matem tutmak,
yas tutmak
|
trouble
verb
|
|
üzmek,
rahatsız etmek,
zahmet vermek,
canını sıkmak,
bulandırmak
|
be troubled about
verb
|
|
yana dertli olmak
|
worry
verb
|
|
endişelenmek,
kaygılanmak,
endişelendirmek,
üzmek,
endişe etmek
|
worry oneself
verb
|
|
üzülmek
|
have the hump
phrase
|
|
canı sıkılmak,
huzursuz olmak
|
Similar Words
|
|
|
|
|