|
English Translation |
|
More meanings for ezmek
crush
verb
|
|
öğütmek,
sıkıştırmak,
sıkmak,
kırılmak,
parçalanmak
|
mash
verb
|
|
lapa yapmak,
püre yapmak
|
squash
verb
|
|
bastırmak,
pelte haline getirmek
|
scrunch
verb
|
|
çıtırdamak,
çatırdamak,
çatırdatmak,
hışırdatmak
|
overwhelm
verb
|
|
boğmak,
kaplamak,
alt etmek,
mahçup etmek,
kahretmek
|
pound
verb
|
|
yumruklamak,
vurmak,
dövmek,
havanda dövmek,
topa tutmak
|
overbear
verb
|
|
ağır basmak,
fazla ürün vermek,
bastırmak,
zorbalık etmek
|
oppress
verb
|
|
baskı yapmak,
sıkıştırmak,
sıkmak,
bunaltmak,
kahretmek
|
mangle
verb
|
|
bozmak,
mengeneden geçirmek,
silindirden geçirmek
|
knock over
verb
|
|
devirmek,
yıkmak,
çarpmak
|
hold down
verb
|
|
bastırmak,
baskılamak,
zaptetmek,
yürütmek,
elinde tutmak
|
grind
verb
|
|
öğütmek,
çektirmek,
bilemek,
zımparalamak,
gıcırdatmak
|
crunch
verb
|
|
çıtırdamak,
kıtır kıtır yemek,
hışırdamak,
çiğnemek
|
comminute
verb
|
|
ufalamak,
parçalamak
|
bray
verb
|
|
anırmak,
dövmek,
anırır gibi bağırmak
|
run down
verb
|
|
aşağıya koşmak,
dökülmek,
akmak,
kötüye gitmek,
durmak
|
run over
verb
|
|
koşarak gitmek,
koşarak geçmek,
taşmak,
çiğnemek,
üstünden geçmek
|
domineer
verb
|
|
hükmetmek,
hakimiyeti altına almak,
zorbalık etmek
|
weigh down
verb
|
|
ağırlık yapmak,
bastırmak,
bunaltmak,
daha ağır gelmek
|
quash
verb
|
|
bastırmak,
bozmak,
iptal etmek,
feshetmek,
reddetmek
|
tyrannize
verb
|
|
zulmetmek,
eziyet etmek,
baskı yapmak
|
tread under foot
verb
|
|
ayak altında çiğnemek
|
tread
verb
|
|
yürümek,
basmak,
dans figürü yapmak,
adımlamak,
arşınlamak
|
trample down
verb
|
|
çiğnemek
|
trample
verb
|
|
çiğnemek,
ayaklar altına almak
|
swat
verb
|
|
vurmak,
vurup ezmek
|
stump
verb
|
|
sorularıyla şaşırtmak,
afallatmak,
kafa tutmak,
meydan okumak,
seçim propagandası yapmak
|
pulverize
verb
|
|
toz haline getirmek,
un ufak etmek,
püskürtmek,
zerreleşmek,
haşat etmek
|
stave in
verb
|
|
kırmak,
vurarak kırmak,
delmek
|
stamp
verb
|
|
damgalamak,
basmak,
tasdik etmek,
onaylamak,
pullamak
|
squish
verb
|
|
pelte gibi yapmak,
şap şap yürümek,
vıcık vıcık yerde yürümek
|
squelch
verb
|
|
çiğnemek,
susturmak,
bastırmak,
pestilini çıkarmak,
suda yürümek
|
squeeze
verb
|
|
sıkmak,
sıkıştırmak,
suyunu çıkarmak,
tıkıştırmak,
sığdırmak
|
smash
verb
|
|
parçalamak,
vurmak,
mahvetmek,
yenmek,
sert vurmak
|
steamroller
verb
|
|
muhalefeti ezmek,
silindirle düzlemek,
zorla elde etmek
|
See Also in Turkish
Similar Words
püskürtmek
noun, verb
|
|
repel,
spray on,
spout,
atomize,
spray
|
ufalamak
verb
|
|
crumble,
break up,
chaff,
chip off,
comminute
|
öğütmek
verb
|
|
grind,
grain,
granulate,
crush,
mill
|
|
|
|
|
|