|
English Translation |
|
More meanings for durmak
stop
verb
|
|
durdurmak,
bırakmak,
kesmek,
son vermek,
kalmak
|
stand
verb
|
|
ayakta durmak,
direnmek,
kalmak,
çekilmek,
dayanmak
|
stay
verb
|
|
kalmak,
durdurmak,
beklemek,
ertelemek,
ikamet etmek
|
halt
verb
|
|
durdurmak,
duraksamak,
tereddüd etmek,
topallamak,
aksamak
|
keep
verb
|
|
tutmak,
korumak,
sağlamak,
kalmak,
sürdürmek
|
remain
verb
|
|
kalmak,
sürdürmek,
geriye kalmak,
aynen kalmak,
artmak
|
harp
verb
|
|
harp çalmak,
ısrarla belirtmek
|
rest
verb
|
|
dinlenmek,
dinlendirmek,
uyumak,
koymak,
mola vermek
|
hold
verb
|
|
tutmak,
almak,
barındırmak,
alıkoymak,
dayanmak
|
be
verb
|
|
olmak,
var olmak,
bulunmak,
tutmak,
mal olmak
|
come to a halt
verb
|
|
duruvermek
|
stall
verb
|
|
oyalamak,
geciktirmek,
stop etmek,
hızı kesilerek düşmek,
zaman kazanmak
|
linger
verb
|
|
oyalanmak,
can çekişmek,
geçmişte kalmak,
ayrılamamak,
uzamak
|
cease
verb
|
|
durdurmak,
kesmek,
dinmek,
kesilmek,
bitmek
|
let up
verb
|
|
dinmek,
kesilmek,
gevşemek,
sakinleşmek
|
pull up
verb
|
|
kaldırmak,
yukarı çekmek,
çekmek,
durdurmak,
yanaştırmak
|
endure
verb
|
|
katlanmak,
dayanmak,
sürmek,
sabretmek,
var olmak
|
intermit
verb
|
|
ara vermek,
durdurmak,
kesilmek,
tatil olmak
|
draw up
verb
|
|
dikleştirmek,
dik tutmak,
dizmek,
düzenlemek,
yazmak
|
discontinue
verb
|
|
durdurmak,
kesmek,
bırakmak,
devam etmemek,
son vermek
|
pull in
verb
|
|
tutuklamak,
hapse atmak,
durdurmak,
istasyona girmek
|
draw rein
verb
|
|
dizginleri çekmek
|
come to a stop
verb
|
|
duraksamak,
durağa gelmek
|
pack up
verb
|
|
paketlemek,
eşyalarını toplamak,
toparlanmak,
kaçmak
|
hold on
verb
|
|
beklemek,
tutmak,
sarılmak,
bağlanmak,
dayanmak
|
run down
verb
|
|
aşağıya koşmak,
dökülmek,
akmak,
kötüye gitmek,
boşalmak
|
See Also in Turkish
üzerinde durmak
phrase, noun, verb
|
|
emphasize,
accentuate,
discourse,
dwell on,
accent
|
üstünde durmak
|
|
to stand on
|
ayakta durmak
verb
|
|
stand
|
uzak durmak
phrase, verb
|
|
avoid,
stay away from,
keep away,
stand off,
stand aloof
|
boş durmak
verb
|
|
idle
|
dik durmak
verb
|
|
stand upright,
stick up,
draw oneself up,
hold oneself erect
|
kendi ayakları üzerinde durmak
phrase
|
|
stand on one's own feet,
stand on one's own legs
|
sözünde durmak
verb
|
|
stop,
abide by one's word
|
rahat durmak
verb
|
|
stand comfortable,
keep quiet
|
uslu durmak
verb
|
|
stand well,
keep quiet,
keep still
|
Similar Words
devre dışı bırakmak
verb
|
|
deactivate
|
durdurmak
verb
|
|
stop,
arrest,
check,
hold up,
choke down
|
vazgeçmek
phrase, verb
|
|
give up,
forego,
abandon,
forgo,
relinquish
|
bitirmek
verb
|
|
finish,
end,
complete,
terminate,
conclude
|
kapamak
verb
|
|
close,
shut,
shut down,
cover,
obturate
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|