|
English Translation |
|
More meanings for onaylamak
confirm
verb
|
|
doğrulamak,
tasdik etmek,
tasdiklemek,
kuvvetlendirmek,
takviye etmek
|
approve
verb
|
|
kabul etmek,
onamak,
beğenmek,
uygun bulmak,
uygun görmek
|
ratify
verb
|
|
tasdik etmek,
onamak
|
endorse
verb
|
|
desteklemek,
arkasına yazmak,
ciro etmek,
havale etmek
|
affirm
verb
|
|
doğrulamak,
söylemek,
iddia etmek,
beyan etmek,
ileri sürmek
|
homologate
verb
|
|
doğrulamak
|
authorise
verb
|
|
yetki vermek,
izin vermek,
ruhsat vermek
|
authorize
verb
|
|
yetki vermek,
izin vermek,
ruhsat vermek
|
acknowledge
verb
|
|
kabul etmek,
tanımak,
itiraf etmek,
alındığını bildirmek,
teşekkür etmek
|
indorse
verb
|
|
ciro etmek,
desteklemek,
arkasına yazmak
|
verify
verb
|
|
doğrulamak,
kanıtlamak,
gerçekleştirmek,
soruşturmak
|
validate
verb
|
|
yasallaştırmak,
geçerli yapmak
|
accept
verb
|
|
kabul etmek,
kabullenmek,
almak,
üstlenmek,
katlanmak
|
legitimate
verb
|
|
meşrulaştırmak,
yasal hale getirmek,
babası olduğunu onaylamak,
haklı çıkarmak,
mazur göstermek
|
bear out
verb
|
|
desteklemek,
doğrulamak,
yardım etmek,
haklı göstermek
|
certify
verb
|
|
doğrulamak,
tasdik etmek,
kanıtlamak,
tasdiklemek,
garantilemek
|
corroborate
verb
|
|
doğrulamak
|
countersign
verb
|
|
onaylamak
|
grant
verb
|
|
vermek,
bağışlamak,
kabul etmek,
burs vermek,
nasip etmek
|
hear
verb
|
|
duymak,
dinlemek,
işitmek,
öğrenmek,
kulak vermek
|
smile on
verb
|
|
destek olmak,
gülmek,
yüzüne gülmek
|
legitimatize
verb
|
|
babası olduğunu onaylamak,
yasal hale getirmek,
tanımak,
haklı çıkarmak,
mazur göstermek
|
witness
verb
|
|
şahit olmak,
tanık olmak,
şahitlik etmek,
sahne olmak,
kabul etmek
|
legitimize
verb
|
|
haklı çıkarmak,
mazur göstermek,
yasal hale getirmek,
babası olduğunu onaylamak,
tanımak
|
OK
verb
|
|
tasdiklemek,
okeylemek
|
okay
verb
|
|
okeylemek,
tasdiklemek
|
be recognizant of
verb
|
|
tanımak
|
recognize
verb
|
|
tanımak,
farkına varmak,
farketmek,
kabul etmek,
takdir etmek
|
sanction
verb
|
|
uygun görmek,
izin vermek
|
attest
verb
|
|
kanıtlamak,
doğrulamak,
ispat etmek,
beyan etmek,
iddia etmek
|
stamp
verb
|
|
damgalamak,
basmak,
ezmek,
tasdik etmek,
pullamak
|
subscribe
verb
|
|
imzalamak,
katılmak,
altına yazmak,
bağış olarak vermek,
katkıda bulunmak
|
sustain
verb
|
|
sürdürmek,
devam ettirmek,
desteklemek,
çekmek,
taşımak
|
uphold
verb
|
|
desteklemek,
sürdürmek,
tutmak,
kaldırmak,
devam ettirmek
|
visa
verb
|
|
vize vermek
|
vise
verb
|
|
vize vermek
|
vouch
verb
|
|
doğrulamak,
kefil olmak,
garanti etmek,
tanıklık etmek
|
give countenance to
noun
|
|
desteklemek,
teşvik etmek
|
lend countenance to
noun
|
|
desteklemek,
teşvik etmek
|
hold with
phrase
|
|
doğrulamak
|
See Also in Turkish
Similar Words
desteklemek
noun, phrase, verb
|
|
support,
promote,
encourage,
assist,
underpin
|
doğrulamak
phrase, verb
|
|
verify,
confirm,
support,
attest,
corroborate
|
|
|
|
|
|