|
English Translation |
|
More meanings for zaptetmek
bridle
verb
|
|
gem vurmak,
dizginlemek,
frenlemek,
karşı gelmek,
başkaldırmak
|
curb
verb
|
|
frenlemek,
gem vurmak,
gemlemek,
uzak tutmak
|
capture
verb
|
|
ele geçirmek,
almak,
el koymak,
esir almak,
ganimet almak
|
contain
verb
|
|
içermek,
kapsamak,
tutmak,
ihtiva etmek,
frenlemek
|
govern
verb
|
|
yönetmek,
idare etmek,
hükmetmek,
hüküm sürmek,
kontrol etmek
|
hold back
verb
|
|
tutmak,
durdurmak,
saklamak,
söylememek,
çekinmek
|
hold down
verb
|
|
bastırmak,
baskılamak,
ezmek,
yürütmek,
elinde tutmak
|
hold in
verb
|
|
tutmak,
sınırlamak,
kendini tutmak
|
keep down
verb
|
|
tutmak,
engellemek,
baskı yapmak,
bastırmak,
sınıfta bırakmak
|
possess oneself of
verb
|
|
ele geçirmek,
sahip olmak
|
reave
verb
|
|
zorla almak,
yağmalamak
|
seize
verb
|
|
ele geçirmek,
kaçırmamak,
yakalamak,
almak,
el koymak
|
stifle
verb
|
|
bastırmak,
boğmak,
tutmak,
boğulmak,
tıkanmak
|
subjugate
verb
|
|
boyun eğdirmek,
yenmek,
maruz bırakmak
|
suppress
verb
|
|
bastırmak,
önlemek,
durdurmak,
ortadan kaldırmak,
baskı altına almak
|
swallow
verb
|
|
yutmak,
yutkunmak,
geri almak,
sineye çekmek,
ezberlemek
|
See Also in Turkish
Similar Words
tutuklamak
noun, verb
|
|
arrest,
jail,
apprehend,
bust,
imprison
|
esir almak
noun, verb
|
|
take prisoner,
capture,
take captive
|
kaçırmak
verb
|
|
miss,
abduct,
kidnap,
snatch,
slip
|
|
|
|
|
|