|
English Translation |
|
More meanings for yağmalamak
plunder
verb
|
|
talan etmek,
soymak,
çalmak
|
loot
verb
|
|
yağmalamak
|
pillage
verb
|
|
ganimet olarak almak,
talan etmek
|
forage
verb
|
|
yiyecek aramak,
eşelemek,
didiklemek,
araştırmak,
baskın yapmak
|
foray
verb
|
|
yağma etmek,
basmak
|
harry
verb
|
|
yakıp yıkmak,
bozmak,
eziyet etmek,
sinirini bozmak
|
maraud
verb
|
|
çapulculuk etmek
|
pirate
verb
|
|
talan etmek,
izinsiz yayınlamak
|
pluck
verb
|
|
koparmak,
yolmak,
toplamak,
ayıklamak,
çekmek
|
prey on
verb
|
|
avlamak,
avlayıp yemek,
içine dert olmak,
huzursuz etmek,
kafasına takılmak
|
prey upon
verb
|
|
avlamak,
avlayıp yemek,
yiyip bitirmek,
içine dert olmak,
hutursuz etmek
|
raven
verb
|
|
av aramak,
oburca yemek,
yiyip bitirmek,
aç olmak,
hasret olmak
|
reave
verb
|
|
zorla almak,
zaptetmek
|
sack
verb
|
|
soymak,
kovmak,
işten atmak,
sepetlemek,
çuvala koymak
|
put to the sack
verb
|
|
yağma etmek
|
spoliate
verb
|
|
talan etmek,
gaspetmek
|
despoil
verb
|
|
soymak
|
sweep down on
verb
|
|
çullanmak,
saldırmak,
talan etmek
|
|
|
|
|
|
|