|
English Translation |
|
More meanings for gıcırdatmak
gnash
verb
|
|
gıcırdamak
|
chatter
verb
|
|
çatırdamak,
çene çalmak,
gevezelik etmek,
konuşup durmak,
aptalca ve çok konuşmak
|
screech
verb
|
|
çığlık atmak,
cırlamak,
tiz sesle bağırmak,
acı acı bağırmak
|
grate
verb
|
|
rendelemek,
gıcırdamak,
sinirlendirmek,
gıcık etmek,
ızdırap vermek
|
grind
verb
|
|
öğütmek,
çektirmek,
bilemek,
ezmek,
zımparalamak
|
grit
verb
|
|
gıcırdamak
|
jar
verb
|
|
kavga etmek,
gıcırdamak,
çatlak ses çıkarmak,
kulak tırmalamak,
uymamak
|
scrape
verb
|
|
kazımak,
sıyırmak,
kazıyarak temizlemek,
gıcırdatarak çekmek,
gıcırtı yapmak
|
|
|
|
|
|
|