|
English Translation |
|
More meanings for sarmak
wrap
verb
|
|
paketlemek,
dolamak,
örtmek,
paketlenmek,
bürümek
|
twine
verb
|
|
örmek,
bükmek,
sarılmak,
bükülmek
|
coat
verb
|
|
kaplamak,
örtmek,
sürmek
|
fold up
verb
|
|
çökmek,
dürmek,
kapanmak
|
envelop
verb
|
|
örtmek,
kuşatmak,
kaplamak
|
surround
verb
|
|
kuşatmak,
etrafını çevirmek,
etrafını sarmak,
çevirmek,
çevrelemek
|
encircle
verb
|
|
kuşatmak,
çevrelemek,
çembere almak,
kucaklamak,
çevirmek
|
bandage
verb
|
|
bandajlamak,
bağlamak
|
bind
verb
|
|
bağlamak,
ciltlemek,
tutturmak,
tutmak,
engel olmak
|
embrace
verb
|
|
kucaklamak,
benimsemek,
kapsamak,
kucaklaşmak,
bağrına basmak
|
enclasp
verb
|
|
kucaklamak
|
begird
verb
|
|
etrafını çevirmek,
kuşatmak,
çevrelemek
|
beset
verb
|
|
rahat vermemek,
kuşatmak
|
bundle
verb
|
|
sepetlemek,
bohçalamak,
kundaklamak,
acele ettirmek
|
cincture
verb
|
|
dolamak,
kuşatmak,
çevrelemek
|
clothe
verb
|
|
giydirmek,
örtmek,
kaplamak,
giysi sağlamak,
bürümek
|
furl
verb
|
|
toplamak,
kapatmak
|
cocoon
verb
|
|
koza oluşturmak,
korumak
|
coil
verb
|
|
dolamak,
kangal yapmak,
bukle yapmak,
sarılmak,
dolanmak
|
coil up
verb
|
|
dolamak,
kangal yapmak,
bukle yapmak,
sarılmak,
dolanmak
|
compass
verb
|
|
gizli plan kurmak,
erişmek,
başarmak,
anlamak,
kuşatmak
|
do up
verb
|
|
bağlamak,
paketlemek,
iliklemek,
fermuarını çekmek,
güzelleştirmek
|
encompass
verb
|
|
kapsamak,
kuşatmak,
etrafını çevirmek,
neden olmak,
kumpas kurmak
|
enfold
verb
|
|
kucaklamak,
katlamak,
paketlemek,
kıvırmak
|
enlace
verb
|
|
dolamak,
birbirine geçirmek
|
entwine
verb
|
|
bükmek,
dolaştırmak,
kıvırmak,
tırmanmak
|
entwist
verb
|
|
kıvırmak,
bükmek,
örmek,
burmak
|
enwrap
verb
|
|
dolamak
|
fold
verb
|
|
katlamak,
kıvırmak,
kavuşturmak,
çökmek,
kapanmak
|
robe
verb
|
|
giymek,
giydirmek,
örtmek
|
gird
verb
|
|
süslemek,
kuşatmak,
kemerle bağlamak,
donatmak,
çevresini sarmak
|
strap
verb
|
|
bantlamak,
kayışla bağlamak,
kayışla dövmek,
kayışla bilemek
|
hem about
verb
|
|
kuşatmak
|
hem around
verb
|
|
kuşatmak
|
hem in
verb
|
|
kuşatmak,
sınırlamak,
kısıtlamak
|
infold
verb
|
|
katlamak,
paketlemek,
kucaklamak
|
invest
verb
|
|
yatırım yapmak,
yatırmak,
kuşatmak,
giydirmek,
donatmak
|
involve
verb
|
|
karıştırmak,
kapsamak,
gerektirmek,
bulaştırmak,
sokmak
|
lap
verb
|
|
yalayıp yutmak,
dolamak,
örtmek,
üstüne koymak,
üst üste gelmek
|
overgrow
verb
|
|
kaplamak,
fazla büyümek,
küçük gelmek,
sığmamak
|
pack
verb
|
|
paketlemek,
ambalajlamak,
toplamak,
yığmak,
istiflemek
|
reel
verb
|
|
makaraya sarmak,
dönmek,
dolamak,
fırıl fırıl dönmek,
sersemlemek
|
reel up
verb
|
|
makaraya sarmak,
dolamak
|
wind
verb
|
|
çevirmek,
dolamak,
kıvırmak,
döndürmek,
kıvrıla kıvrıla gitmek
|
roll
verb
|
|
gümbür gümbür çalmak,
yuvarlamak,
yuvarlanmak,
gitmek,
çevirmek
|
roll up
verb
|
|
harekete geçmek,
yanaşmak,
araba ile gelmek,
gelmek,
çıkagelmek
|
sheet
verb
|
|
çarşaf örtmek,
örtmek,
kaplamak,
iskotasını çekmek
|
smother in
verb
|
|
sımsıkı örtmek,
kaplamak
|
swaddle
verb
|
|
kundağa sarmak,
kundaklamak
|
swathe
verb
|
|
çevrelemek,
sarıp sarmalamak,
kundaklamak
|
tuck in
verb
|
|
tıkmak,
sokmak,
sokuvermek,
içeri sokmak,
sokuşturmak
|
tuck up
verb
|
|
kıvırmak,
katlamak,
sıvamak,
sarmalamak,
kıvrılmak
|
twist
verb
|
|
bükmek,
çarpıtmak,
dolamak,
kıvırmak,
bükülmek
|
whirl
verb
|
|
dönmek,
fırıl fırıl dönmek,
fıldır fıldır dönmek,
karışmak,
döndürmek
|
wind up
verb
|
|
sarıp sarmalamak,
yumak yapmak,
kurmak,
kıvırmak,
bükmek
|
stalk
verb
|
|
sinsice izlemek,
sessizce yaklaşmak,
gizlice sokulmak,
kol gezmek,
ağır adımlarla yürümek
|
wrap up
verb
|
|
kavgayı kesmek,
sarıp sarmalamak,
sıkıca sarmak,
ambalajlamak
|
See Also in Turkish
geri sarmak
verb
|
|
to rewind,
wind back
|
yeniden sarmak
verb
|
|
rewind,
repack
|
etrafını sarmak
verb
|
|
wrap around,
surround,
beleaguer,
environ,
ring
|
makaraya sarmak
verb
|
|
roll,
reel up,
reel,
wind on a reel,
quill
|
kundağa sarmak
verb
|
|
wind up,
swaddle
|
sıkıca sarmak
verb
|
|
tightly,
wrap up
|
dörtlü sarmak
verb
|
|
quadruple,
quad
|
bobine sarmak
verb
|
|
bobbin,
spool
|
kefene sarmak
verb
|
|
mug,
enshroud,
shroud
|
merak sarmak
verb
|
|
wonder,
have a passion for,
become interested in
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|