|
English Translation |
|
More meanings for rahat vermemek
bother
verb
|
|
rahatsız etmek,
sıkmak,
üzülmek,
canını sıkmak,
daraltmak
|
disturb
verb
|
|
bozmak,
rahatsız etmek,
endişelendirmek,
huzursuz etmek,
aksatmak
|
badger
verb
|
|
başının etini yemek,
kızdırmak,
gücendirmek,
rahatsız etmek,
yakasını bırakmamak
|
beleaguer
verb
|
|
kuşatmak,
etrafını sarmak,
üstüne gelmek
|
beset
verb
|
|
sarmak,
kuşatmak
|
See Also in Turkish
See Also in English
comfortable
adjective
|
|
rahat,
konforlu,
iyi,
rahatlatıcı,
sakin
|
not
particle
|
|
değil,
yok
|
to
preposition
|
|
için,
göre,
karşı,
-e,
-ye
|
be
verb
|
|
olmak,
var olmak,
bulunmak,
tutmak,
durmak
|
|
|
|
|
|
|