|
English Translation |
|
More meanings for yerine koymak
bestow
verb
|
|
vermek,
bağışlamak,
hediye etmek
|
clap
verb
|
|
alkışlamak,
çırpmak,
el çırpmak,
vurmak,
çarpmak
|
posit
verb
|
|
varsaymak,
yerleştirmek,
farzetmek
|
put back
verb
|
|
geri koymak,
engel olmak,
geciktirmek,
geriye almak,
geri dönmek
|
put up
verb
|
|
havaya kaldırmak,
kaldırmak,
kapatmak,
bildirmek,
vermek
|
relay
verb
|
|
el değiştirmek,
yerini almak,
yayın yapmak,
naklen yayın yapmak
|
replace
verb
|
|
değiştirmek,
yerini almak,
yenisiyle değiştirmek,
yerine geçmek,
yerini tutmak
|
slot into
verb
|
|
uyum sağlamak
|
spot
verb
|
|
benek benek olmak,
lekelemek,
benek yapmak,
nokta yapmak,
beneklemek
|
case
verb
|
|
kaplamak,
gözetlemek,
dikizlemek,
kutulamak,
ciltlemek
|
See Also in Turkish
koymak
verb
|
|
put,
place,
set,
lay,
put down
|
yerine
preposition, adverb
|
|
instead,
instead of,
in place of,
in lieu,
in lieu of
|
aptal yerine koymak
verb
|
|
fool,
befool
|
See Also in English
put
noun, adjective, verb
|
|
koymak,
yerleştirmek,
sokmak,
atmak,
bırakmak
|
in
adjective, adverb, preposition
|
|
içinde,
olarak,
-de,
-da,
halinde
|
its
pronoun
|
|
onun,
kendi,
onunki
|
place
noun, verb
|
|
yer,
yerleştirmek,
mekân,
sıra,
ev
|
|
|
|
|
|