Appearance
Use device theme  
Dark theme
Light theme

What does engellemek mean in Turkish?

English Translation
More meanings for engellemek
bar verb
sürgülemek, hapsetmek, parmaklıkla çevirmek, parmaklık takmak, önünü kesmek
baulk verb
ayak diremek, inatla yürümemek, inat etmek, duraksamak, durdurmak
fetter verb
zincir vurmak, köstek olmak
hinder verb
engel olmak, alıkoymak, aksatmak, aksamak, sonraya kalmak
inhibit verb
kısıtlamak, yasaklamak, tutmak
obstruct verb
tıkamak, kapamak, engellenmek, zorlaştırmak, engel olmak
keep from verb
alıkoymak, kurtarmak, gizlemek, kendini tutmak
prevent from verb
önlemek
save verb
kurtarmak, korumak, tasarruf etmek, biriktirmek, kayda geçirmek
balk verb
inatla yürümemek, inat etmek, ayak diremek, duraksamak, engel olmak
trammel verb
tuzağa düşürmek, güçleştirmek
embarrass verb
utandırmak, şaşırtmak, bozmak, bozum etmek, sıkıntı vermek
block verb
bloke etmek, durdurmak, tıkamak, kapamak, kalıplamak
circumvent verb
atlatmak, önlemek, bozmak, yenmek, tuzağa düşürmek
clog verb
doldurmak, tıkamak, kösteklemek, sıkıntı vermek, tıkanmak
counterwork verb
karşı koymak, önlemek
cramp verb
krampa neden olmak, kenetlemek, mengene ile sıkıştırmak, kısıtlamak, tutmak
crimp verb
kıvırmak, katlamak, zorla askere almak, durdurmak, yarmak
cross verb
geçmek, melezlemek, karşılaşmak, kesişmek, bozmak
cumber verb
sıkmak, yük olmak
dam verb
baraj yapmak, set çekmek
dam up verb
set çekmek, baraj yapmak
defeat verb
yenmek, devirmek, aşmak, boşa çıkarmak, iptal ettirmek
encumber verb
yüklemek, engel olmak, sorumluluk yüklemek, tıka basa doldurmak
foil verb
bozmak, önlemek, itmek, folyo ile sarmak, folyo döşemek
hamper verb
engel olmak, köstek olmak, aksatmak, zorluk çıkarmak
hedge verb
kısıtlamak, sınırlamak, çit ile çevirmek, etrafını çevirmek, garantiye almak
hedge about verb
sınırlamak, kısıtlamak, yasak koymak
hedge around verb
sınırlamak, kısıtlamak, yasak koymak
hobble verb
kösteklemek, topallamak, aksamak, duraksamak, ayaklarını birbirine bağlamak
impede verb
sekte vurmak, geciktirmek, sürüncemede bırakmak
keep down verb
tutmak, zaptetmek, baskı yapmak, bastırmak, sınıfta bırakmak
preclude verb
önlemek, önüne geçmek, alıkoymak
resist verb
direnmek, karşı koymak, dayanmak, karşı çıkmak, göğüs germek
restrain verb
dizginlemek, tutmak, kısıtlamak, sınırlamak, bastırmak
shut out verb
girmesini engellemek, dışarıda bırakmak, sokmamak, kapamak, görüşünü engellemek
snag verb
takılmak, takmak, tökezlemek
stem verb
durdurmak, sapını koparmak, çıkmak, gelmek, set çekmek
stymie verb
taş koymak, bozmak, alt etmek
surety noun
kefil, güvence, garanti, kesinlik, teminât
put the lid on phrase
bardağı taşıran son damla olmak, yasaklamak, üstüne tuz biber ekmek, yasak etmek, sonu olmak
clamp the lid on phrase
yasaklamak, yasak etmek
gum up phrase
bozmak, işini bozmak, taş koymak
Find more words!
Use * for blank tiles (max 2) Advanced Search Advanced Search
Use * for blank spaces Advanced Search
Advanced Word Finder
See Also in Turkish
ilerlemesini engellemek verb
prevent progress, throw back
parlamentoyu engellemek verb
obstruct parliament, filibuster
gelişimini engellemek verb
prevent development, strangle
büyümesini engellemek verb
prevent growth, nip
girmesini engellemek verb
prevent someone from entering, shut out
başından engellemek phrase
block, nip in the bud
görüşünü engellemek verb
block, shut in, shut out
dolaşımı engellemek verb
prevent circulation, strangulate
Similar Words
Translate from Turkish
go
Word Tools Finders & Helpers Apps More Synonyms
Copyright WordHippo © 2024