|
English Translation |
|
More meanings for kurtarmak
rescue
verb
|
|
muaf tutmak,
hacizden kurtarmak,
imdadına yetişmek,
zorla geri almak
|
save
verb
|
|
korumak,
tasarruf etmek,
biriktirmek,
kayda geçirmek,
artırmak
|
recover
verb
|
|
geri kazanmak,
kurtulmak,
iyileşmek,
toplamak,
düzelmek
|
salvage
verb
|
|
değerlendirmek
|
disembarrass
verb
|
|
sıkıntıdan kurtarmak,
rahatlatmak
|
set free
verb
|
|
serbest bırakmak,
azat etmek,
özgürlüğüne kavuşturmak,
salıvermek,
tahliye etmek
|
disabuse of
verb
|
|
uyandırmak,
görmesini sağlamak,
gözünü açmak
|
clear
verb
|
|
temizlemek,
gidermek,
açıklamak,
kaldırmak,
açmak
|
clean up
verb
|
|
temizlemek,
toparlamak,
düzeltmek,
pırıl pırıl yapmak,
yoluna koymak
|
bring through
verb
|
|
hayatını kurtarmak,
ayıltmak,
kendine getirmek
|
bring off
verb
|
|
başarmak
|
bail out
verb
|
|
kefaletle serbest bırakmak,
kefaletle kurtarmak,
kefaletini ödeyip kurtarmak,
paraşütle atlamak
|
bail
verb
|
|
kefaletle serbest bırakmak,
emanet etmek,
suyunu boşaltmak
|
absolve
verb
|
|
temize çıkarmak,
aklamak,
affetmek,
bağışlamak
|
help
verb
|
|
yardımcı olmak,
yardım etmek,
başa çıkmak,
yararı olmak,
imdadına yetişmek
|
free
verb
|
|
serbest bırakmak,
salıvermek,
tahliye etmek,
muaf tutmak
|
salve
verb
|
|
rahatlatmak,
dindirmek,
yatıştırmak,
iyi gelmek
|
redeem
verb
|
|
yerine getirmek,
ödemek,
para verip kurtarmak,
fidye verip kurtarmak,
telâfi etmek
|
deliver
verb
|
|
vermek,
iletmek,
dağıtmak,
teslim etmek,
doğurtmak
|
worry out of
verb
|
|
zorla çıkarmak
|
unfetter
verb
|
|
serbest bıraktırmak
|
tear away
verb
|
|
koparmak,
ayırmak
|
rid
verb
|
|
kurtulmuş,
temizlemek
|
retrieve from
verb
|
|
kurtarmak
|
disabuse
verb
|
|
görmesini sağlamak,
gözünü açmak,
uyandırmak
|
relieve
verb
|
|
rahatlatmak,
hafifletmek,
dindirmek,
nöbeti devralmak,
avutmak
|
pull through
verb
|
|
yardım etmek,
toparlamasını sağlamak,
iyileştirmek,
atlatmak,
içinden çıkmak
|
liberate
verb
|
|
serbest bırakmak,
özgürlüğüne kavuşturmak
|
keep from
verb
|
|
alıkoymak,
engellemek,
gizlemek,
kendini tutmak
|
get out of a jam
verb
|
|
sıkıntıdan kurtarmak
|
extricate
verb
|
|
zor durumdan çıkarmak,
çıkarmak,
serbest bırakmak,
salıvermek,
açığa çıkarmak
|
disengage
verb
|
|
kurtulmak,
çözmek,
salıvermek,
boşa almak,
geri çekilmek
|
disembody
verb
|
|
ruhu bedenden ayırmak,
ayırmak,
terhis etmek
|
retrieve
verb
|
|
geri almak,
kavuşmak,
telâfi etmek,
avı bulup getirmek
|
See Also in Turkish
hayatını kurtarmak
verb
|
|
save your life,
save life,
retrieve from death,
bring through
|
büyüden kurtarmak
verb
|
|
rescue,
disenchant,
disentrance
|
kendini kurtarmak
verb
|
|
save oneself,
tear oneself away,
divest oneself of,
extricate oneself,
quit oneself
|
ölümden kurtarmak
verb
|
|
rescue from death,
retrieve from death
|
paçayı kurtarmak
verb
|
|
rescue,
wriggle out
|
yakayı kurtarmak
phrase, verb
|
|
rescue,
scrape through,
be clear of
|
canını kurtarmak
verb
|
|
save one's life,
save life
|
yükten kurtarmak
verb
|
|
rescue,
disencumber,
unburden
|
postu kurtarmak
phrase
|
|
rescue the post,
save one's bacon,
save one's neck
|
günü kurtarmak
phrase
|
|
save the day
|
|
|
|
|
|