|
English Translation |
|
More meanings for ödemek
pay
verb
|
|
etmek,
para vermek,
değmek,
karşılığını vermek
|
pay for
verb
|
|
karşılığını ödemek
|
repay
verb
|
|
karşılık vermek,
geri vermek,
aynen iade etmek,
altında kalmamak,
telâfi etmek
|
pay in
verb
|
|
para yatırmak
|
pay out
verb
|
|
acısını çıkarmak,
öcünü almak,
kalama etmek
|
shell out
verb
|
|
paraları sökülmek
|
fork out
verb
|
|
uçlanmak
|
settle
verb
|
|
yerleşmek,
yetinmek,
yerleştirmek,
durulmak,
yerine getirmek
|
defray
verb
|
|
ödeme yapmak,
masrafı karşılamak
|
give
verb
|
|
vermek,
hediye etmek,
gitmek,
uçlanmak,
yapıvermek
|
foot
verb
|
|
hesaplamak,
çıkarmak,
ayak kısmını örmek
|
disburse
verb
|
|
para harcamak,
para sarfetmek
|
recoup
verb
|
|
karşılamak,
telâfi etmek,
yerini doldurmak,
tazmin etmek,
parasını çıkarmak
|
fork over
verb
|
|
çatalla almak,
uçlanmak
|
fee
verb
|
|
ücretini vermek,
ücretli olarak tutmak
|
clear
verb
|
|
temizlemek,
gidermek,
açıklamak,
kaldırmak,
açmak
|
ante
verb
|
|
para sürmek,
para koymak,
para vermek
|
indemnify
verb
|
|
teminât vermek,
zararı ödemeyi garanti etmek,
zararı ödemek,
sigorta ettirmek,
korumak
|
satisfy
verb
|
|
karşılamak,
cevap vermek,
memnun etmek,
tatmin etmek,
hoşnut etmek
|
retire
verb
|
|
çekilmek,
emekli olmak,
ayrılmak,
geri çekilmek,
yatmaya gitmek
|
square
verb
|
|
bağdaşmak,
halletmek,
uydurmak,
kare yapmak,
uymak
|
atone for
verb
|
|
telâfi etmek,
kefaret vermek
|
stump
verb
|
|
sorularıyla şaşırtmak,
afallatmak,
ezmek,
kafa tutmak,
meydan okumak
|
ante up
verb
|
|
para koymak,
para sürmek,
kapatmak,
para yardımı yapmak
|
pick up the tab
verb
|
|
para çekmek
|
fork up
verb
|
|
uçlanmak
|
quit
verb
|
|
çıkmak,
bırakmak,
ayrılmak,
vazgeçmek,
çekilmek
|
acquit
verb
|
|
aklamak,
suçsuz çıkarmak,
temize çıkarmak,
beraat ettirmek,
muaf tutmak
|
redeem
verb
|
|
kurtarmak,
yerine getirmek,
para verip kurtarmak,
fidye verip kurtarmak,
telâfi etmek
|
come across with
verb
|
|
vermek
|
spring
verb
|
|
sıçramak,
çıkmak,
yaylanmak,
sökmek,
fırlamak
|
stump up
verb
|
|
ödemek
|
wipe out
verb
|
|
silmek,
çıkarmak,
temizlemek,
ovarak çıkarmak,
kapamak
|
plonk down
verb
|
|
çarpmak,
yere çarpmak,
para vermek
|
domicil
verb
|
|
yerleştirmek,
ikamet ettirmek
|
domicile
verb
|
|
yerleştirmek,
ikamet ettirmek
|
discharge
verb
|
|
boşaltmak,
yerine getirmek,
tahliye etmek,
görevden almak,
işten atmak
|
domiciliate
verb
|
|
tediye etmek
|
See Also in Turkish
bedel ödemek
|
|
pay the price
|
para ödemek
|
|
pay money
|
borç ödemek
|
|
pay debt
|
geri ödemek
verb
|
|
pay back,
refund,
reimburse,
replace
|
tazminat ödemek
verb
|
|
pay compensation,
guerdon
|
borcunu ödemek
verb
|
|
pay the debt,
pay one's debt
|
hesabı ödemek
phrase, verb
|
|
pay an account,
pay the bill,
pay the check,
settle an account,
square an account
|
peşin ödemek
phrase, verb
|
|
to pay upfront,
pay cash,
prepay,
pay in hard cash,
pay down
|
Similar Words
parayı sökülmek
verb
|
|
dismember money,
pony up
|
tamamen ödemek
phrase, verb
|
|
totally pay,
pay off,
pay up,
pay scot and lot
|
ödüllendirmek
verb
|
|
reward,
award a prize,
crown,
recompense,
remunerate
|
hesaplaşmak
phrase, verb
|
|
settle up,
get square with,
square up with,
come to terms,
settle an account
|
|
|
|
|
|