|
English Translation |
|
More meanings for fırlamak
burst
verb
|
|
patlamak,
had safhaya gelmek,
patlak vermek,
atılmak,
çatlamak
|
jump
verb
|
|
atlamak,
zıplamak,
sıçramak,
atlatmak,
sıçratmak
|
spring
verb
|
|
sıçramak,
çıkmak,
yaylanmak,
sökmek,
yay gibi fırlamak
|
goggle
verb
|
|
şaşı bakmak,
yan bakmak
|
start
verb
|
|
başlatmak,
başlamak,
çalıştırmak,
kurmak,
irkilmek
|
bolt
verb
|
|
sürgülemek,
tıkınmak,
çiğnemeden yutmak,
kaçmak,
tüymek
|
zoom
verb
|
|
vınlamak,
zoom yapmak,
yoğunlaşmak,
vın diye geçmek,
rüzgâr gibi gitmek
|
hurl oneself
verb
|
|
atılmak
|
fly out
verb
|
|
fırlayıp çıkmak,
öfkelenmek
|
high-tail
verb
|
|
hızla çıkmak,
aceleci davranmak
|
flirt
verb
|
|
flört etmek,
sallamak,
kur yapmak,
çıkmak,
fırlanmak
|
fling
verb
|
|
fırlatmak,
atmak,
savurmak,
atılmak,
girişmek
|
dodge
verb
|
|
atlatmak,
kaçamak yapmak,
yana kaçmak,
kaçınmak,
kenara sıçramak
|
make a dash
verb
|
|
atılmak,
saldırmak
|
dash
verb
|
|
karalamak,
çarpmak,
atmak,
atılmak,
savurmak
|
break
verb
|
|
kırmak,
kırılmak,
ara vermek,
koparmak,
kopmak
|
bounce
verb
|
|
zıplamak,
sıçramak,
dalmak,
girivermek,
sekmek
|
soar
verb
|
|
uçmak,
yükselmek,
süzülmek,
tırmanmak,
yüksekten uçmak
|
boom
verb
|
|
gümlemek,
gürlemek,
gümbürdemek,
uğuldamak,
gelişmek
|
dart
verb
|
|
atmak,
fırlatmak,
atılmak,
çıkıvermek,
çıkarıvermek
|
leap up
verb
|
|
sıçramak,
birden yükselmek
|
fly off
verb
|
|
uçup gitmek,
acele ile gitmek,
kopmak
|
shoot
verb
|
|
çekmek,
vurmak,
atmak,
ateş etmek,
öldürmek
|
hurtle
verb
|
|
fırlatmak,
çarpmak,
savurmak,
ses yapmak
|
shoot ahead
verb
|
|
ok gibi fırlamak,
atılmak,
öne geçmek
|
shoot off
verb
|
|
vurmak,
ateş etmek,
ok gibi fırlamak
|
shoot out
verb
|
|
atmak,
fırlatmak,
dışarı atmak,
çıkarmak,
filizlenmek
|
shoot up
verb
|
|
damardan vermek,
damarına enjekte etmek,
boy atmak,
büyümek,
birden artmak
|
skyrocket
verb
|
|
birden artmak
|
stand out
verb
|
|
atılmak,
çıkıntı yapmak,
direnmek,
karşı koymak,
göze çarpmak
|
whisk
verb
|
|
fırçalamak,
silip temizlemek,
süpürmek,
silmek,
çekmek
|
start up
verb
|
|
ayağa fırlamak,
sıçramak,
çalışmak,
çalıştırmak
|
steepen
verb
|
|
yükselmek,
dikleşmek,
dikleştirmek,
aşırı yükseltmek
|
whip
verb
|
|
kamçılamak,
kapmak,
bastırmak,
kırbaçlamak,
dövmek
|
tear
verb
|
|
koparmak,
yırtmak,
yırtılmak,
yolmak,
paralamak
|
See Also in Turkish
yuvasından fırlamak
verb
|
|
throw out,
pop out
|
öfke ile fırlamak
verb
|
|
thrust with anger,
flounce
|
yay gibi fırlamak
verb
|
|
leap like a bow,
spring
|
ok gibi fırlamak
verb
|
|
leap,
shoot ahead,
shoot off,
skitter
|
dışarı fırlamak
verb
|
|
throw out,
tear out
|
yukarı fırlamak
verb
|
|
throw up,
tear up
|
ayağa fırlamak
verb
|
|
leap,
start up
|
öne fırlamak
verb
|
|
leap forward,
shin
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|