|
English Translation |
|
More meanings for dalmak
plunge
verb
|
|
atılmak,
daldırmak,
batırmak,
saplamak,
batmak
|
dive
verb
|
|
dalış yapmak,
atlamak,
pike yapmak,
elini daldırmak,
gömülmek
|
dip
verb
|
|
daldırmak,
bandırmak,
dalış yapmak,
banmak,
batırmak
|
rush in
verb
|
|
acele ile girmek,
aceleye getirmek,
paldır küldür karar vermek,
aniden gelmek
|
rush into
verb
|
|
aceleye getirmek,
düşünmeden girişmek,
paldır küldür karar vermek,
acele ile girişmek,
birden girmek
|
break into
verb
|
|
zorla girmek,
tecâvüz etmek,
basmak,
hırsızlık yapmak,
lafa karışmak
|
bounce
verb
|
|
zıplamak,
sıçramak,
fırlamak,
girivermek,
sekmek
|
nip in
verb
|
|
acele ile girmek
|
sink
verb
|
|
batırmak,
batmak,
mahvetmek,
gömülmek,
fakirleşmek
|
sink into
verb
|
|
gömülmek,
kapılmak,
düşmek,
girmek,
işlemek
|
lose oneself in
verb
|
|
dalmak
|
be absorbed in
verb
|
|
dalmak
|
meditate
verb
|
|
düşünmek,
tasarlamak
|
barge
verb
|
|
çarpmak,
toslamak
|
bathe
verb
|
|
yıkanmak,
yüzmek,
banyo yaptırmak,
banyo yapmak,
yıkamak
|
break
verb
|
|
kırmak,
kırılmak,
ara vermek,
koparmak,
kopmak
|
conk
verb
|
|
çalışmamak,
bozulmak,
bayılmak,
ölmek
|
contemplate
verb
|
|
tasarlamak,
düşünmek,
seyretmek,
süzmek,
niyet etmek
|
drop
verb
|
|
düşürmek,
bırakmak,
çıkarmak,
kesmek,
atmak
|
drowse off
verb
|
|
uyuklamak
|
duck
verb
|
|
daldırıp çıkarmak,
eğilmek,
sinmek,
başını eğerek savuşturmak,
sıvışmak
|
engross
verb
|
|
hazırlamak,
dikkatini vermek,
cezbetmek,
çekmek,
tekeline almak
|
groove
verb
|
|
oluk açmak,
yiv açmak,
çizmek,
alay etmek,
uğraşmak
|
jut into
verb
|
|
girişmek
|
muse
verb
|
|
düşünceye dalmak
|
pitch into
verb
|
|
üstüne atılmak,
girişmek
|
plummet
verb
|
|
dimdik düşmek
|
pore
verb
|
|
dikkat kesilmek,
gözünü dikmek,
konsantre olmak,
düşünüp taşınmak,
iyice düşünmek
|
pore over
verb
|
|
gözünü dikmek,
konsantre olmak,
kendini vermek
|
sail in
verb
|
|
söze karışmak,
girmek
|
cut into
phrase
|
|
karışmak
|
be wraped up in
phrase
|
|
dört elle sarılmak,
aklı kalmak,
düşkün olmak,
kendini kaptırmak
|
be lost in thought
phrase
|
|
derin derin düşünmek
|
See Also in Turkish
uykuya dalmak
verb
|
|
falling asleep,
fall asleep,
drop asleep,
go to sleep,
drop off
|
uyuşturucu ile hayallere dalmak
verb
|
|
dive into drugs with drugs,
freak out
|
ayaklarını tutarak dalmak
verb
|
|
dive,
jackknife
|
düşünceye dalmak
verb
|
|
dive,
muse
|
hayallere dalmak
verb
|
|
dive into dreams,
dream away
|
balıklama dalmak
phrase
|
|
dive,
go bald-headed into
|
hayâllere dalmak
verb
|
|
dive into dreams,
daydream
|
derıne dalmak
verb
|
|
go underground,
sound
|
kitaba dalmak
verb
|
|
dive,
look into
|
gözü dalmak
verb
|
|
dive,
gaze at,
stare
|
|
|
|
|
|