|
English Translation |
|
More meanings for boşaltmak
discharge
verb
|
|
yerine getirmek,
tahliye etmek,
görevden almak,
işten atmak,
deşarj etmek
|
drain
verb
|
|
akıtmak,
kurutmak,
akmak,
süzmek,
tüketmek
|
empty
verb
|
|
boşalmak,
içini boşaltmak,
dökülmek,
dökmek,
içini çıkarmak
|
unload
verb
|
|
elden çıkarmak,
satmak,
anlatmak,
açılmak
|
clear out
verb
|
|
tahliye etmek,
satıp bitirmek,
ortadan kaybolmak,
çekip gitmek,
defolmak
|
drain off
verb
|
|
akıtmak,
akmak,
boşalmak
|
pour from
verb
|
|
dökmek
|
evacuate
verb
|
|
tahliye etmek,
vücuttan dışarı atmak
|
pour out of
verb
|
|
dökmek
|
pour
verb
|
|
dökmek,
akıtmak,
dökülmek,
yağdırmak,
akmak
|
clean out
verb
|
|
temizlemek,
silip süpürmek,
ayıklamak,
para sızdırmak,
parasız bırakmak
|
ejaculate
verb
|
|
boşalmak,
söyleyivermek,
fışkırtmak,
fışkırmak,
haykırmak
|
clean
verb
|
|
temizlemek,
arındırmak,
arıtmak,
parlatmak
|
clear
verb
|
|
temizlemek,
gidermek,
açıklamak,
kaldırmak,
açmak
|
draw off
verb
|
|
geri çekmek,
çekmek,
çekip çıkarmak,
çıkarmak,
saptırmak
|
close out
verb
|
|
tahliye etmek,
tasfiye etmek,
indirimli satmak,
elden çıkarmak
|
debus
verb
|
|
araçtan inmek,
yük boşaltmak
|
deplenish
verb
|
|
dökmek
|
deplete
verb
|
|
tüketmek,
bitirmek,
dökmek,
kurutmak
|
disgorge
verb
|
|
kusmak,
dökülmek,
zoraki geri vermek,
isteksizce geri vermek
|
dismantle
verb
|
|
sökmek,
dağıtmak,
parçalamak,
yürürlükten kaldırmak,
çıkarmak
|
turn out
verb
|
|
tersyüz etmek,
tersini çevirmek,
içini dışına çevirmek,
dışarı çıkarmak,
kovmak
|
unlade
verb
|
|
indirmek
|
drop off
verb
|
|
düşmek,
azalmak,
gerilemek,
eksilmek,
uyuyakalmak
|
dump
verb
|
|
dökmek,
indirmek,
yığmak,
damping yapmak
|
excrete
verb
|
|
salgılamak,
çıkarmak
|
exhaust
verb
|
|
tüketmek,
yormak,
çıkarmak,
kurutmak,
bitirmek
|
let off
verb
|
|
ateşlemek,
patlatmak,
serbest bırakmak,
hafif ceza vermek,
salmak
|
strip
verb
|
|
soymak,
soyunmak,
çıkarmak,
üstünü çıkarmak,
örtüsünü kaldırmak
|
teem
verb
|
|
yavrulamak,
dökülmek,
boşalmak,
dolu olmak,
bol olmak
|
bleed
verb
|
|
kanamak,
akmak,
kanını emmek,
kan kaybetmek,
kan almak
|
drain away
verb
|
|
akıtmak,
akmak,
boşalmak,
suyunu çekmek,
tükenmek
|
unpack
verb
|
|
açmak,
bavuldan çıkarmak
|
vacate
verb
|
|
ayrılmak,
terketmek,
tahliye etmek,
istifa etmek,
feshetmek
|
void
verb
|
|
iptal etmek,
boş bırakmak,
hükümsüz kılmak,
terketmek,
çıkarmak
|
tip out
verb
|
|
eğip dökmek,
boşaltılmak
|
tip over
verb
|
|
dökmek,
devrilmek,
takla atmak,
burun üstü gelmek
|
tip
verb
|
|
bahşiş vermek,
eğilmek,
uç takmak,
ucuna bir şey takmak,
uyarmak
|
quit
verb
|
|
çıkmak,
bırakmak,
ayrılmak,
vazgeçmek,
çekilmek
|
See Also in Turkish
dikkatle boşaltmak
verb
|
|
unload,
decant
|
iskeleye boşaltmak
verb
|
|
pier,
wharf
|
gemiden boşaltmak
verb
|
|
unload,
unship
|
kürekle boşaltmak
verb
|
|
paddle,
shovel
|
ağırlık boşaltmak
verb
|
|
unload weight,
jettison
|
üstüne boşaltmak
verb
|
|
unload,
pour on,
pour upon
|
suyunu boşaltmak
verb
|
|
drain water,
pump dry,
bail,
bale,
bale out water
|
içine boşaltmak
verb
|
|
unload,
pour in,
pour into
|
içini boşaltmak
phrase, verb
|
|
unload,
empty,
relieve one's feelings,
discharge oneself,
disburden
|
yük boşaltmak
verb
|
|
unload,
debus
|
|
|
|
|
|