|
English Translation |
|
More meanings for yormak
fatigue
verb
|
|
yorulmak
|
tire
verb
|
|
dekore etmek,
bıktırmak,
yorulmak,
bıkmak,
usanmak
|
cream
verb
|
|
kaymak tutmak,
krem sürmek,
köpürmek,
boşalmak,
tatmin olmak
|
do in
verb
|
|
öldürmek,
gebertmek,
dolandırmak
|
do up
verb
|
|
bağlamak,
paketlemek,
sarmak,
iliklemek,
fermuarını çekmek
|
exhaust
verb
|
|
boşaltmak,
tüketmek,
çıkarmak,
kurutmak,
bitirmek
|
fag
verb
|
|
canını çıkarmak,
yorulmak,
didinmek,
canı çıkmak,
bitmek
|
fag out
verb
|
|
canını çıkarmak
|
frazzle
verb
|
|
yıpratmak,
yıpranmak,
eskimek
|
knock out
verb
|
|
vurup çıkartmak,
nakavt etmek,
yenmek,
çarpmak,
öldürmek
|
poop
verb
|
|
osurmak,
boru çalmak,
gaz yapmak,
yorgun düşürmek,
pupadan çarpmak
|
attribute
verb
|
|
bağlamak,
dayandırmak,
atfetmek
|
strain
verb
|
|
germek,
gayret etmek,
çabalamak,
zorlamak,
kasılmak
|
take out
verb
|
|
çıkmak,
çıkarmak,
dışarı çıkarmak,
yemeğe götürmek
|
task
verb
|
|
iş vermek,
çalıştırmak,
suçlamak
|
tax
verb
|
|
vergilendirmek,
vergi koymak,
yük olmak,
suçlamak,
mahkeme masrafını belirlemek
|
try
verb
|
|
denemek,
çalışmak,
yargılamak,
tatmak,
sınamak
|
tucker
verb
|
|
yormak
|
tucker out
verb
|
|
yormak
|
wear out
verb
|
|
eskitmek,
tüketmek,
yorulmak,
tükenmek,
canı çıkmak
|
wearisome
verb
|
|
usanmak,
bıkmak,
bıktırmak
|
weary
verb
|
|
bıktırmak,
bıkmak,
usanmak
|
prostrate
verb
|
|
yere yatırmak,
yere sermek,
perişan etmek,
halsiz bırakmak
|
See Also in Turkish
kafa yormak
phrase, verb
|
|
ponder,
think hard,
hammer away,
puzzle one's brains,
puzzle one's head
|
üzerinde kafa yormak
verb
|
|
bend over,
chew on,
chew over
|
yürüterek yormak
verb
|
|
tread,
walk,
walk off his feet
|
aşırı yormak
verb
|
|
overreach,
overdo,
over-fatigue,
overstrain
|
atı yormak
verb
|
|
toss,
override
|
çok yormak
verb
|
|
very tired,
harass,
overtire,
tire out,
tire to death
|
Similar Words
|
|
|
|
|