|
English Translation |
|
More meanings for dağılmak
disperse
verb
|
|
dağıtmak,
yaymak,
gidermek,
yayılmak,
açılmak
|
scatter
verb
|
|
saçmak,
dağıtmak,
perişan etmek,
saçıp savurmak,
serpmek
|
spread
verb
|
|
yaymak,
yayılmak,
açmak,
sermek,
uzanmak
|
separate
verb
|
|
ayırmak,
ayrılmak,
ayrıştırmak,
bölmek,
kopmak
|
disband
verb
|
|
dağıtmak,
ayırmak,
terhis etmek
|
come apart
verb
|
|
parçalanmak
|
disintegrate
verb
|
|
parçalamak,
parçalanmak,
parçalara ayırmak,
atomlarına ayırmak,
paramparça olmak
|
crack up
verb
|
|
yıkılmak,
çökmek,
dağıtmak,
övmek,
gülmekten katılmak
|
go to pieces
verb
|
|
parçalanmak,
bölünmek,
kırılmak,
dökülmek,
gücenmek
|
fly to pieces
verb
|
|
parçalanmak,
parça parça olmak
|
go splinters
verb
|
|
parçalanmak
|
go into splinters
verb
|
|
parçalanmak
|
be scattered
verb
|
|
saçılmak,
savrulmak
|
clear
verb
|
|
temizlemek,
gidermek,
açıklamak,
kaldırmak,
açmak
|
clear away
verb
|
|
açmak,
kaybolmak,
yok olmak,
kaldırmak,
toplamak
|
decay
verb
|
|
bozmak,
zayıflamak,
parçalanmak,
azalmak,
bozulmak
|
decompose
verb
|
|
ayrıştırmak,
çürütmek,
dağıtmak,
ayrışmak,
çürümek
|
diffuse
verb
|
|
yaymak,
dağıtmak,
yayılmak,
nüfuz etmek,
dökmek
|
disrupt
verb
|
|
bozmak,
dağıtmak,
parçalamak,
yarmak,
ayırmak
|
dissolve
verb
|
|
eritmek,
dağıtmak,
feshetmek,
erimek,
halletmek
|
fall
verb
|
|
düşmek,
yıkılmak,
dökülmek,
devrilmek,
inmek
|
splinter
verb
|
|
yarmak,
parçalamak,
parçalanmak
|
straggle
verb
|
|
sürüden ayrılmak,
yoldan sapmak,
dağınık olmak,
konudan sapmak
|
adjourn
verb
|
|
ertelemek,
sonraya bırakmak,
son vermek,
geciktirmek,
geçmek
|
See Also in English
|
|
|
|
|