|
English Translation |
|
More meanings for ertelemek
leave over
verb
|
|
ertelemek
|
delay
verb
|
|
geciktirmek,
gecikmek,
geç kalmak,
oyalamak,
alıkoymak
|
adjourn
verb
|
|
dağılmak,
sonraya bırakmak,
son vermek,
geciktirmek,
geçmek
|
defer
verb
|
|
saygı göstermek,
tecil etmek,
ağırdan almak,
uymak,
riayet etmek
|
suspend
verb
|
|
askıya almak,
durdurmak,
asmak,
iptal etmek,
uzaklaştırmak
|
carry over
verb
|
|
nakletmek,
gelmek,
devam etmek
|
continue
verb
|
|
devam etmek,
sürdürmek,
sürmek,
uzatmak,
uzamak
|
hang up
verb
|
|
asmak,
kapamak,
telefonu kapatmak
|
hold off
verb
|
|
uzak tutmak,
yaklaştırmamak,
çekinmek,
geri durmak,
gecikmek
|
hold over
verb
|
|
uzatmak,
uzamak,
uzun sürmek
|
lay aside
verb
|
|
bir kenara koymak,
kenara koymak,
biriktirmek,
rafa kaldırmak
|
lay by
verb
|
|
kenara koymak,
biriktirmek,
rafa kaldırmak
|
postpone
verb
|
|
geciktirmek,
sonraya bırakmak,
tecil etmek
|
lay over
verb
|
|
ara vermek,
mola vermek
|
procrastinate
verb
|
|
oyalanmak,
geciktirmek,
ağırdan almak
|
reserve
verb
|
|
ayırmak,
ayırtmak,
tutmak,
rezerve ettirmek,
hakkı saklı tutmak
|
respite
verb
|
|
süre tanımak,
zaman vermek,
soluk aldırmak,
dinlenmesine fırsat vermek
|
scrub
verb
|
|
ovalamak,
fırçalamak,
ovmak,
fırça ile ovmak,
yıkamak
|
shelve
verb
|
|
rafa kaldırmak,
emekliye ayırmak,
rafa koymak,
hasıraltı etmek,
kadro dışı bırakmak
|
sidetrack
verb
|
|
caydırmak,
treni yan yola geçirmek,
önemsiz işlerle uğraştırmak,
geciktirmek
|
stay
verb
|
|
kalmak,
durmak,
durdurmak,
beklemek,
ikamet etmek
|
table
verb
|
|
masaya koymak,
sunmak,
göstermek,
tartışmaya sunmak,
listeye geçirmek
|
waive
verb
|
|
vazgeçmek,
feragat etmek
|
put off
verb
|
|
baştan savmak,
soğutmak,
canını sıkmak,
zorla indirmek,
oyalamak
|
reprieve
verb
|
|
cezayı ertelemek,
rahat vermek,
içini rahatlatmak,
yüreğine su serpmek
|
See Also in Turkish
Similar Words
|
|
|
|
|