|
English Translation |
|
More meanings for uzanmak
reach
verb
|
|
ulaşmak,
yetişmek,
erişmek,
varmak,
uzatmak
|
lie
verb
|
|
yatmak,
yalan söylemek,
kandırmak,
mideye oturmak,
yasal olmak
|
lie down
verb
|
|
yatmak
|
reach out
verb
|
|
elini uzatmak
|
lounge
verb
|
|
tembellik etmek,
yayılmak,
tembel tembel sürtmek
|
reach forth
verb
|
|
elini uzatmak
|
outstretch
verb
|
|
uzatmak,
yayılmak,
sereserpe uzanmak
|
spread
verb
|
|
yaymak,
yayılmak,
açmak,
sermek,
sürülmek
|
rest
verb
|
|
dinlenmek,
dinlendirmek,
uyumak,
durmak,
koymak
|
be couched
verb
|
|
yatmak
|
grasp at
verb
|
|
atlamak,
ümit bağlamak,
seve seve kabul etmek
|
hand up
verb
|
|
yetişmek
|
kip
verb
|
|
uyumak,
yatmak
|
kip down
verb
|
|
yatmak
|
range
verb
|
|
bölgede yaşamak,
sıralı olmak,
sıra halinde olmak,
dolaşmak,
gezmek
|
be ranging to the
verb
|
|
uzanarak akmak
|
reach out for
verb
|
|
uzanmak
|
recline
verb
|
|
yaslanmak,
dayamak,
arkaya yatmak,
yatmak,
birbirine dayamak
|
repose oneself
verb
|
|
yatmak,
dinlenmek,
istirahat etmek
|
run
verb
|
|
çalıştırmak,
koşmak,
yayınlamak,
kaçmak,
yönetmek
|
run along
verb
|
|
boyunca gitmek
|
skirt along
verb
|
|
boyunca uzanmak
|
snatch at
verb
|
|
kapmaya çalışmak,
atlamak,
balıklama atlamak
|
sprawl
verb
|
|
serilmek,
yayılmak,
yayılarak oturmak,
sereserpe uzanmak,
genişlemek
|
loll
verb
|
|
yayılmak,
tembelce oturmak,
ağzından sarkıtmak
|
See Also in Turkish
Similar Words
|
|
|
|
|