|
English Translation |
|
More meanings for genişlemek
widen
verb
|
|
genişletmek,
bollaşmak
|
extend
verb
|
|
genişletmek,
uzatmak,
yaymak,
vermek,
devam ettirmek
|
expand
verb
|
|
genişletmek,
büyütmek,
büyümek,
açmak,
açılmak
|
dilate
verb
|
|
genişletmek,
açmak,
büyütmek,
açıklamak
|
enlarge
verb
|
|
büyütmek,
genişletmek,
büyümek,
geliştirmek,
uzatmak
|
spread out
verb
|
|
yaymak,
açmak,
sermek,
ayırmak,
yayılmak
|
broaden
verb
|
|
genişletmek
|
splay
verb
|
|
yayılmak,
dışa doğru genişletmek,
şevli yapmak,
yerinden çıkarmak
|
sprawl
verb
|
|
serilmek,
yayılmak,
yayılarak oturmak,
sereserpe uzanmak,
uzanmak
|
yawn
verb
|
|
esnemek,
esneyerek söylemek,
açılmak,
yarılmak
|
flare
verb
|
|
alevlenmek,
sinirlenmek,
ışımak,
ışık saçmak,
titrek ışık vermek
|
See Also in Turkish
Similar Words
artırmak
verb
|
|
increase,
improve,
boost,
enhance,
raise
|
büyümek
verb
|
|
grow,
grow up,
outgrow,
expand,
increase
|
kabartmak
noun, verb
|
|
fluff,
puff up,
puff,
blister,
raise
|
gerilmek
verb
|
|
distend,
strain,
be stretched,
be stressed,
be tightened
|
üflemek
verb
|
|
blow,
blow out,
puff,
puff out,
insufflate
|
|
|
|
|
|