|
English Translation |
|
More meanings for yetiştirmek
train
verb
|
|
eğitmek,
antrenman yapmak,
alıştırmak,
terbiye etmek,
sürüklemek
|
educate
verb
|
|
eğitmek,
okutmak,
terbiye etmek,
öğrenim gördürmek
|
cultivate
verb
|
|
geliştirmek,
işlemek,
ilerletmek,
ekip biçmek,
kendini adamak
|
raise
verb
|
|
yükseltmek,
kaldırmak,
artırmak,
toplamak,
büyütmek
|
grow
verb
|
|
büyümek,
yetişmek,
büyütmek,
gelişmek,
üretmek
|
produce
verb
|
|
üretmek,
yapmak,
vermek,
ortaya koymak,
yayınlamak
|
bring up
verb
|
|
büyütmek,
beslemek,
terbiye etmek,
durduruvermek,
azarlamak
|
nurture
verb
|
|
beslemek,
büyütmek,
terbiye etmek
|
breed
verb
|
|
doğurmak,
üretmek,
beslemek,
çiftleşmek,
çoğalmak
|
rear
verb
|
|
kaldırmak,
şahlanmak,
büyütmek,
yukarı kaldırmak,
dikmek
|
farm
verb
|
|
işlemek,
ekip biçmek,
çiftçilik yapmak,
kiraya vermek
|
coach
verb
|
|
hazırlamak,
özel ders vermek,
eğitmek,
antrenman yaptırmak,
araba ile gezmek
|
discipline
verb
|
|
cezalandırmak,
disipline sokmak,
terbiye etmek,
disiplin sağlamak,
yola getirmek
|
rush
verb
|
|
düşünmeden girişmek,
koşmak,
acele etmek,
aceleye getirmek,
atılmak
|
school
verb
|
|
okula göndermek,
öğretmek,
ders vermek,
eğitmek,
terbiye etmek
|
groom
verb
|
|
tımar etmek,
giyinmek,
taramak,
bakmak,
hazırlamak
|
cradle
verb
|
|
beşiğe yatırmak,
özenle kucaklamak,
sakınmak,
tırpan ile ot biçmek
|
turn out
verb
|
|
tersyüz etmek,
tersini çevirmek,
içini dışına çevirmek,
boşaltmak,
dışarı çıkarmak
|
See Also in Turkish
Similar Words
|
|
|
|
|