|
English Translation |
|
More meanings for ortaya çıkmak
emerge
verb
|
|
çıkmak,
su yüzüne çıkmak,
doğmak,
gün ışığına çıkmak,
yücelmek
|
crop up
verb
|
|
baş göstermek,
birdenbire görünmek
|
arise
verb
|
|
kalkmak,
kaynaklanmak,
doğmak,
ayağa kalkmak,
yükselmek
|
show up
verb
|
|
göstermek,
ortaya çıkarmak,
gözler önüne sermek,
görünmek,
çıkagelmek
|
come in view
verb
|
|
görünmek
|
come into the open
verb
|
|
açığa çıkmak
|
occur
verb
|
|
oluşmak,
meydana gelmek,
çıkmak,
görülmek,
akla gelmek
|
approve oneself
verb
|
|
görünmek
|
burst
verb
|
|
patlamak,
fırlamak,
had safhaya gelmek,
patlak vermek,
atılmak
|
come along
verb
|
|
birlikte gelmek,
eşlik etmek,
acele etmek,
iyileşmek,
düzelmek
|
come forward
verb
|
|
öne çıkmak,
gönüllü olmak
|
come out
verb
|
|
görünmek,
anlaşılmak,
çıkmak,
sunulmak,
piyasaya çıkmak
|
appear
verb
|
|
görünmek,
gözükmek,
belirmek,
benzemek,
anlaşılmak
|
debouch
verb
|
|
açıklığa çıkmak,
dar bir yerden açıklığa çıkmak
|
fall out
verb
|
|
dökülmek,
dışarıya çıkmak,
eksilmek,
sıradan çıkmak,
bozuşmak
|
offer
verb
|
|
sunmak,
teklif etmek,
vermek,
ikram etmek,
arzetmek
|
outcrop
verb
|
|
yeryüzüne çıkmak,
patlak vermek
|
shape
verb
|
|
şekillendirmek,
şekil vermek,
biçimlendirmek,
şekil almak,
düzenlemek
|
come in sight
verb
|
|
görünmek
|
spawn
verb
|
|
yumurtlamak,
yavrulamak,
durmadan doğurmak,
meydana getirmek
|
spring
verb
|
|
sıçramak,
çıkmak,
yaylanmak,
sökmek,
fırlamak
|
surface
verb
|
|
cilalamak,
düzleştirmek,
yüzeye çıkarmak,
yüzeye çıkmak,
meydana çıkmak
|
turn up
verb
|
|
kaldırmak,
yukarı tutmak,
bulmak,
düzünü çevirmek,
açmak
|
crop out
verb
|
|
çıkmak
|
See Also in Turkish
See Also in English
come
noun, verb
|
|
hadi,
gelmek,
ulaşmak,
görünmek,
meni
|
up
noun, adjective, verb, preposition, adverb
|
|
yukarı,
yukarıya,
ayakta,
artış,
dik
|
Similar Words
yanaşmak
noun, verb
|
|
approach,
accost,
draw close,
draw near,
lend oneself to
|
ölmek
phrase, verb
|
|
die,
succumb,
go,
perish,
pass away
|
|
|
|
|
|