|
English Translation |
|
More meanings for meydana gelmek
take place
verb
|
|
olmak,
yerine geçmek
|
happen
verb
|
|
olmak,
rastlamak,
başına gelmek,
cereyan etmek,
başından geçmek
|
occur
verb
|
|
oluşmak,
ortaya çıkmak,
çıkmak,
görülmek,
akla gelmek
|
begin
verb
|
|
başlamak,
başlatmak,
koyulmak,
girişmek,
önayak olmak
|
come about
verb
|
|
doğmak,
çıkmak,
olmak
|
come off
verb
|
|
çıkmak,
kopmak,
dökülmek,
olmak,
elde etmek
|
consist of
verb
|
|
oluşmak
|
consist
verb
|
|
oluşmak,
ibaret olmak,
dayanmak,
var olmak,
uymak
|
eventuate
verb
|
|
sonuçlanmak,
çıkmak,
olmak
|
hap
verb
|
|
olmak,
tesadüf etmek,
rastlamak,
rastgelmek
|
originate
verb
|
|
yaratmak,
kaynaklanmak,
çıkmak,
esinlenmek,
örnek alınmak
|
set in
verb
|
|
başlamak,
bastırmak,
gelip çatmak,
sahile doğru esmek
|
See Also in Turkish
See Also in English
water
noun, adjective, verb
|
|
su,
sulamak,
sular,
sıvı,
su birikintisi
|
come
noun, verb
|
|
hadi,
gelmek,
ulaşmak,
görünmek,
meni
|
the
|
|
|
to
preposition
|
|
için,
göre,
karşı,
-e,
-ye
|
|
|
|
|
|