|
English Translation |
|
More meanings for boyun eğmek
submit
verb
|
|
sunmak,
teslim etmek,
önermek,
ibraz etmek,
itaat etmek
|
bow
verb
|
|
eğilmek,
eğmek,
başla selamlamak,
reverans yapmak,
çekilmek
|
surrender
verb
|
|
teslim olmak,
bırakmak,
feragat etmek,
teslim etmek,
vazgeçmek
|
bend the knee
verb
|
|
diz çökmek,
yola gelmek
|
give way
verb
|
|
çökmek,
yol vermek,
öncelik tanımak,
kendini vermek,
kapılmak
|
sit down under
verb
|
|
altında kalmak,
katlanmak
|
bend
verb
|
|
eğmek,
bükmek,
eğilmek,
çökmek,
kıvırmak
|
buckle
verb
|
|
iliştirmek,
toka ile tutturmak,
bükmek,
eğmek,
eğilmek
|
buckle under
verb
|
|
boyun eğmek
|
cave
verb
|
|
kazmak,
oymak,
açmak,
çökmek,
yıkılmak
|
comply
verb
|
|
uymak,
razı olmak
|
comply with
verb
|
|
uymak
|
indulge
verb
|
|
şımartmak,
içmek,
sigara içmek,
memnun etmek,
tutulmak
|
knuckle down
verb
|
|
teslim olmak,
pes etmek
|
knuckle under
verb
|
|
teslim olmak,
pes etmek
|
resign oneself to
verb
|
|
kendini bırakmak,
teslim olmak,
tevekkül etmek
|
bow down
verb
|
|
boyun eğmek
|
truckle
verb
|
|
yaltaklanmak
|
See Also in Turkish
See Also in English
down
noun, adjective, verb, preposition, adverb
|
|
aşağı,
aşağıya,
aşağıya doğru,
aşağıda,
altında
|
bow
noun, verb
|
|
yay,
pruva,
baş,
reverans,
boyun eğmek
|
|
|
|
|
|