|
English Translation |
|
More meanings for güvenmek
depend
verb
|
|
bağlı olmak,
tabi olmak
|
trust
verb
|
|
inanmak,
inancı olmak,
itimat etmek,
emanet etmek,
ummak
|
count on
verb
|
|
güvenmek
|
have confidence in
verb
|
|
güvenmek
|
believe
verb
|
|
inanmak,
inancı olmak
|
put faith in
verb
|
|
inancı olmak,
inanmak
|
put one's trust in
verb
|
|
itimat etmek
|
accredit
verb
|
|
yetki vermek,
itibar etmek,
atfetmek,
atamak
|
bank on
verb
|
|
bel bağlamak
|
bargain on
verb
|
|
bel bağlamak
|
base oneself on
verb
|
|
bel bağlamak
|
build
verb
|
|
inşa etmek,
kurmak,
yapmak,
örmek,
toplamak
|
calculate
verb
|
|
hesaplamak,
saymak,
hesap etmek,
hesap yapmak,
tasarlamak
|
confide
verb
|
|
sır vermek,
sır açmak,
emanet etmek,
teslim etmek
|
confide in
verb
|
|
güvenmek
|
rely on
verb
|
|
itimat etmek,
bel bağlamak,
dayanmak
|
credit
verb
|
|
kredi vermek,
inanmak,
kredisine yazmak,
yatırmak
|
figure on
verb
|
|
hesaba katmak,
göz önünde tutmak
|
go on
verb
|
|
dayanmak,
bel bağlamak,
ilerlemek,
devam etmek,
olmak
|
lean on
verb
|
|
baskı yapmak,
sıkıştırmak
|
look to
verb
|
|
dikkat etmek,
önem vermek,
bel bağlamak,
başvurmak
|
reckon on
verb
|
|
bel bağlamak
|
reckon upon
verb
|
|
bel bağlamak
|
recline upon
verb
|
|
sırtını dayamak,
dayamak
|
rely upon
verb
|
|
itimat etmek,
bel bağlamak,
dayanmak
|
repose
verb
|
|
yaslanmak,
yatırmak,
dinlenmek,
dayanmak,
yatmak
|
repose in
verb
|
|
bel bağlamak,
ümit bağlamak
|
rest on
verb
|
|
dikmek,
sabit bakmak,
gözünü ayırmamak,
ileri gelmek,
bağlı olmak
|
throw oneself on
verb
|
|
üstüne çökmek
|
place one's trust in
verb
|
|
itimat etmek
|
take on trust
verb
|
|
itimat etmek
|
give credence to
noun
|
|
inanmak
|
place reliance in
noun
|
|
güvenmek
|
place reliance on
noun
|
|
güvenmek
|
fall back upon a thing
phrase
|
|
sığınmak
|
pin one's faith on
phrase
|
|
umudunu bağlamak
|
See Also in Turkish
Similar Words
Nearby Translations
|
|
|
|
|