|
English Translation |
|
More meanings for yüklemek
lay
verb
|
|
koymak,
hazırlamak,
kurmak,
sermek,
yerleştirmek
|
burden
verb
|
|
sırtına yüklemek
|
charge
verb
|
|
şarj etmek,
doldurmak,
suçlamak,
saldırmak,
ödetmek
|
embark
verb
|
|
atılmak,
girişmek,
bindirmek,
yüklenmek,
yolcu almak
|
encumber
verb
|
|
engel olmak,
sorumluluk yüklemek,
engellemek,
tıka basa doldurmak
|
fasten
verb
|
|
tutturmak,
bağlamak,
sabitlemek,
bağlanmak,
raptiyelemek
|
fasten on
verb
|
|
üzerine atmak,
tutunmak,
yapışmak,
hedef almak,
amaçlamak
|
father
verb
|
|
babası olmak,
yapmak,
yaratmak,
icat etmek,
üzerine atmak
|
foist
verb
|
|
yutturmak,
yamamak,
sokuşturmak,
mal kaçırmak
|
freight
verb
|
|
nakletmek,
göndermek
|
hand over
verb
|
|
vermek,
bağışlamak,
teslim etmek,
devretmek
|
heap
verb
|
|
tepeleme doldurmak,
ağzına kabar doldurmak
|
impose
verb
|
|
zorlamak,
yük olmak,
uygulmaya koymak,
etkilenmek,
yararlanmak
|
impute
verb
|
|
atfetmek,
suçlamak,
üstüne yıkmak,
itham etmek
|
inflict
verb
|
|
vermek,
yamamak,
çarptırmak,
vurmak,
atmak
|
ascribe
verb
|
|
atfetmek,
üstüne atmak
|
lade
verb
|
|
gemiye yüklemek
|
lay on
verb
|
|
koymak,
sürmek,
kullanmak,
tesisat döşemek,
sağlamak
|
load
verb
|
|
doldurmak,
yük olmak,
yüklenmek,
sıkmak,
katmak
|
offload
verb
|
|
satmak,
bırakmak
|
overlay
verb
|
|
bindirmek,
üstünü kaplamak,
üzerine sürmek,
fazla yüklemek
|
pitch
verb
|
|
ziftlemek,
düşmek,
zift kaplamak,
atmak,
çakmak
|
plant
verb
|
|
dikmek,
ekmek,
koymak,
yapıştırmak
|
put
verb
|
|
koymak,
yerleştirmek,
sokmak,
atmak,
bırakmak
|
put down
verb
|
|
bastırmak,
yere koymak,
indirmek,
öldürmek,
kısmak
|
saddle
verb
|
|
eyerlemek,
semer vurmak,
sırtına yüklemek
|
shift
verb
|
|
değiştirmek,
değişmek,
yön değiştirmek,
vites değiştirmek,
lafı çevirmek
|
stack
verb
|
|
yığmak,
istif etmek,
kümelemek,
çatmak,
daireler çizerek uçmak
|
store
verb
|
|
depolamak,
doldurmak,
hafızaya almak,
akılda tutmak,
içermek
|
weight
verb
|
|
ağırlık yapmak,
ağırlaştırmak,
gramajını artırmak
|
pin
verb
|
|
tutturmak,
iğnelemek,
sıkıştırmak,
mecbur etmek,
dübel ile tutturmak
|
lay at one's door
phrase
|
|
üzerine atmak,
üstüne yıkmak
|
See Also in Turkish
sorumluluk yüklemek
verb
|
|
responsibility,
encumber
|
gemiye yüklemek
verb
|
|
ship,
lade
|
tekrar yüklemek
verb
|
|
reload,
recharge
|
aşırı yüklemek
verb
|
|
overload,
supercharge
|
fazla yüklemek
verb
|
|
overload,
overlay,
overcharge,
overburden,
supercharge
|
trene yüklemek
verb
|
|
to train,
entrain
|
suçu yüklemek
verb
|
|
commit a crime,
cast the blame,
put the blame on,
incriminate,
damn
|
suç yüklemek
verb
|
|
commit a crime,
inculpate
|
See Also in English
|
|
|
|
|