|
English Translation |
|
More meanings for kurmak
establish
verb
|
|
belirlemek,
saptamak,
yapmak,
yerleştirmek,
kanıtlamak
|
set up
verb
|
|
saldırmak,
dikmek,
monte etmek,
yerleştirmek,
açıklamak
|
install
verb
|
|
yerleştirmek,
monte etmek,
atamak
|
build
verb
|
|
inşa etmek,
yapmak,
örmek,
güvenmek,
toplamak
|
set
verb
|
|
ayarlamak,
koymak,
belirlemek,
batmak
|
found
verb
|
|
dayandırmak,
dökmek,
kalıba dökmek,
temelini atmak,
dayanmak
|
form
verb
|
|
oluşturmak,
biçimlendirmek,
şekillendirmek,
biçim almak,
şekil vermek
|
start
verb
|
|
başlatmak,
başlamak,
çalıştırmak,
irkilmek,
koyulmak
|
build up
verb
|
|
kuvvetlendirmek,
artırmak,
geliştirmek,
övmek,
göklere çıkarmak
|
construct
verb
|
|
inşa etmek,
çizmek,
düzenlemek,
dikmek
|
lay
verb
|
|
koymak,
hazırlamak,
sermek,
yerleştirmek,
yatmak
|
put
verb
|
|
koymak,
yerleştirmek,
sokmak,
atmak,
bırakmak
|
organize
verb
|
|
düzenlemek,
organize etmek,
örgütlemek,
organize olmak
|
constitute
verb
|
|
oluşturmak,
teşkil etmek,
atamak,
seçmek,
yürürlüğe koymak
|
erect
verb
|
|
dikmek,
inşa etmek,
kaldırmak,
dikleşmek
|
institute
verb
|
|
atamak,
açmak,
başlatmak,
tayin etmek
|
strike up
verb
|
|
çalmaya başlamak,
söylemeye başlamak,
başlamak
|
plant
verb
|
|
dikmek,
ekmek,
koymak,
yapıştırmak
|
weave
verb
|
|
dokumak,
örmek,
serpiştirmek,
katmak,
karıştırmak
|
put together
verb
|
|
birleştirmek,
monte etmek,
toparlamak
|
activate
verb
|
|
etkinleştirmek,
aktif hale getirmek,
harekete geçirmek
|
wind up
verb
|
|
sarmak,
sarıp sarmalamak,
yumak yapmak,
kıvırmak
|
base
verb
|
|
dayandırmak,
tesis etmek
|
pitch
verb
|
|
ziftlemek,
düşmek,
zift kaplamak,
atmak,
çakmak
|
line up
verb
|
|
sıraya girmek,
sıralamak,
düzenlemek,
sıralanmak
|
promote
verb
|
|
desteklemek,
yükseltmek,
terfi ettirmek,
düzenlemek,
organize etmek
|
cock
verb
|
|
dikmek,
hazır duruma getirmek,
tetiğe almak
|
float
verb
|
|
yüzmek,
yüzdürmek,
su üzerinde durmak,
batmamak,
süzülmek
|
frame
verb
|
|
çerçevelemek,
uydurmak,
düzenlemek,
ifade etmek,
iş çevirmek
|
fix up
verb
|
|
ayarlamak,
sağlamak
|
ruminate
verb
|
|
geviş getirmek,
uzun uzun düşünmek,
düşünmek,
düşünüp taşınmak,
dalıp gitmek
|
time
verb
|
|
zamanlamak,
ayarlamak,
zamanlama yapmak,
tempo tutmak,
saat tutmak
|
ground
verb
|
|
topraklamak,
yere sermek,
yere indirmek,
karaya oturtmak,
çakmak
|
conspire
verb
|
|
anlaşmak,
komplo kurmak,
gizlice anlaşmak,
fesat çıkarmak,
birlik olmak
|
cog
verb
|
|
tutmak,
hile yapmak
|
See Also in Turkish
arkadaşlık kurmak
verb
|
|
make friends
|
iletişim kurmak
verb
|
|
contact,
communicate,
get into touch
|
irtibat kurmak
verb
|
|
contact
|
ilişki kurmak
verb
|
|
hook up,
make contact,
interrelate,
tie in,
contact
|
takım kurmak
verb
|
|
creating team,
team
|
tuzak kurmak
phrase, verb
|
|
trap,
lay a trap for,
set a snare,
lay a plot,
set a trap for
|
yuva kurmak
verb
|
|
start a family,
settle down
|
bağlantı kurmak
verb
|
|
connect,
make contact,
get hold of,
establish a connection with,
link
|
çadır kurmak
verb
|
|
tent,
pitch one's tents
|
hayal kurmak
phrase, verb
|
|
imagine,
fancy,
dream,
throw one's cap over the windmill
|
|
|
|
|
|