|
English Translation |
|
More meanings for bağlanmak
connect
verb
|
|
bağlamak,
birleştirmek,
iletişim sağlamak,
devreye sokmak,
bitiştirmek
|
hitch
verb
|
|
evlenmek,
bağlamak,
aksamak,
çekmek,
sıyırmak
|
be attached to
verb
|
|
bağlı olmak,
kopamamak
|
engage
verb
|
|
tutmak,
bağlamak,
çekmek,
söz vermek,
çarpışmaya girmek
|
attach
verb
|
|
eklemek,
takmak,
bağlamak,
iliştirmek,
tutturmak
|
be committed
verb
|
|
taahhüt altına girmek
|
adhere
verb
|
|
bağlı kalmak,
yapışmak,
katılmak,
bitiştirmek
|
cling
verb
|
|
sarılmak,
yapışmak,
tutunmak,
sadık kalmak,
tırmanmak
|
conjoin
verb
|
|
birleşmek,
birleştirmek,
bağlamak
|
be tied
verb
|
|
bağlanmak
|
hang
verb
|
|
asmak,
takmak,
sarkıtmak,
kaplamak,
ipe çekmek
|
hold on
verb
|
|
beklemek,
tutmak,
sarılmak,
dayanmak,
durmak
|
lace
verb
|
|
bağlamak,
süslemek,
dantellemek,
içki katmak
|
be stuck on
verb
|
|
aşık olmak,
tutulmak,
vurulmak
|
wed
verb
|
|
evlenmek,
evlendirmek,
başgöz etmek,
adamak,
bağlamak
|
be wedded to
verb
|
|
kendini adamak
|
yoke
verb
|
|
boyunduruğa koşmak,
evlendirmek,
koşmak
|
yoke together
verb
|
|
bağlanmak
|
fasten
verb
|
|
tutturmak,
bağlamak,
sabitlemek,
raptiyelemek,
kopçalamak
|
have down on
phrase
|
|
hoşlanmamak,
gıcık olmak
|
See Also in Turkish
Similar Words
|
|
|
|
|