|
English Translation |
|
More meanings for sarılmak
hug
verb
|
|
kucaklamak,
kucaklaşmak,
kıyıdan gitmek,
dört elle sarılmak
|
cuddle
verb
|
|
kucaklamak
|
clasp
verb
|
|
el ele tutuşmak,
tutturmak,
bağlamak,
kopçalamak,
tokalamak
|
twine
verb
|
|
sarmak,
örmek,
bükmek,
bükülmek
|
cling
verb
|
|
yapışmak,
tutunmak,
bağlanmak,
sadık kalmak,
tırmanmak
|
wind
verb
|
|
sarmak,
çevirmek,
dolamak,
kıvırmak,
döndürmek
|
snuggle
verb
|
|
sokulmak,
sarınıp yatmak,
kıvrılıp yatmak,
kıvrılmak,
yanına kıvrılmak
|
give a hug
verb
|
|
kucaklamak
|
hold on
verb
|
|
beklemek,
tutmak,
bağlanmak,
dayanmak,
durmak
|
coil up
verb
|
|
sarmak,
dolamak,
kangal yapmak,
bukle yapmak,
dolanmak
|
coil
verb
|
|
sarmak,
dolamak,
kangal yapmak,
bukle yapmak,
dolanmak
|
clip
verb
|
|
kırpmak,
kesmek,
tutturmak,
kısaltmak,
vurmak
|
clasp in one's arms
verb
|
|
kucaklamak,
kollarına almak
|
canoodle
verb
|
|
okşamak,
bağrına basmak,
kucaklamak
|
arm
verb
|
|
silâhlanmak,
silâhlandırmak,
zırh giydirmek,
donatmak,
sağlamak
|
be wrapped
verb
|
|
sarılmak
|
See Also in Turkish
sana sarılmak istiyorum
|
|
I want to hug you
|
salya sümük sarılmak
verb
|
|
saliva,
beslobber
|
sıkı sıkıya sarılmak
verb
|
|
cling tightly,
stick to
|
dört elle sarılmak
phrase, verb
|
|
four-handed,
buckle oneself to,
hug,
wade in,
buckle down to
|
boynuna sarılmak
verb
|
|
hug,
fall on one's neck
|
silâha sarılmak
verb
|
|
hug,
take up arms,
fly to arms
|
işe sarılmak
verb
|
|
hug,
hop to it
|
sarılmak ayı
|
|
bear hug
|
Similar Words
Nearby Translations
|
|
|
|
|