|
English Translation |
|
More meanings for kazanmak
win
verb
|
|
galip gelmek,
elde etmek,
ele geçirmek,
ulaşmak,
ikna etmek
|
earn
verb
|
|
para kazanmak,
hak etmek
|
gain
verb
|
|
almak,
elde etmek,
ulaşmak,
kâr etmek,
artırmak
|
acquire
verb
|
|
edinmek,
elde etmek,
sonradan kazanmak
|
get
verb
|
|
almak,
edinmek,
olmak,
elde etmek,
getirmek
|
achieve
verb
|
|
ulaşmak,
elde etmek,
başarmak,
gerçekleştirmek,
erişmek
|
obtain
verb
|
|
elde etmek,
edinmek,
sağlamak,
bulmak,
varlığını sürdürmek
|
take
verb
|
|
almak,
çekmek,
götürmek,
çıkarmak,
yapmak
|
attain
verb
|
|
ulaşmak,
elde etmek,
erişmek,
varmak,
gelmek
|
reap
verb
|
|
biçmek,
kaldırmak,
hasat etmek,
para yapmak
|
gather
verb
|
|
toplamak,
toplanmak,
bir araya getirmek,
biriktirmek,
toparlanmak
|
draw
verb
|
|
çekmek,
çizmek,
almak,
düzenlemek,
resmetmek
|
clear
verb
|
|
temizlemek,
gidermek,
açıklamak,
kaldırmak,
açmak
|
garner
verb
|
|
almak,
depolamak,
istiflemek,
stoklamak
|
net
verb
|
|
ağ yapmak,
ağ ile yakalamak,
tuzağa düşürmek,
kâr etmek
|
pull off
verb
|
|
kenara çekmek,
çıkarmak,
soymak,
koparmak,
almak
|
land
verb
|
|
indirmek,
karaya çıkmak,
yere inmek,
düşmek,
karaya ayak basmak
|
purchase
verb
|
|
satın almak,
elde etmek,
manivela ile çekmek,
kaldıraçla kaldırmak
|
come by
verb
|
|
edinmek,
uğramak,
ziyaret etmek
|
get out of
verb
|
|
kaçınmak,
bırakabilmek,
kurtulmak,
sağlamak
|
realize
verb
|
|
gerçekleştirmek,
anlamak,
kavramak,
farkına varmak,
farketmek
|
carry off
verb
|
|
öldürmek,
ölümüne yol açmak,
iletmek,
hakkından gelmek,
kapıp kaçırmak
|
clean up
verb
|
|
temizlemek,
toparlamak,
düzeltmek,
pırıl pırıl yapmak,
yoluna koymak
|
bear the bell
phrase
|
|
yenmek,
alt etmek
|
carry away the bell
phrase
|
|
yenmek,
alt etmek
|
be in pocket
phrase
|
|
kâr etmek
|
See Also in Turkish
güvenini kazanmak
verb
|
|
gain the trust,
be in confidence
|
çok para kazanmak
phrase
|
|
earn a lot of money,
make a pile of money
|
deneyim kazanmak
verb
|
|
to gain experience,
gain experience,
practice,
practise
|
tecrübe kazanmak
verb
|
|
gain experience,
sophisticate
|
zaman kazanmak
verb
|
|
gain time,
stall
|
ödül kazanmak
verb
|
|
win prizes,
draw a prize,
land a prize
|
geri kazanmak
verb
|
|
take it back,
recover
|
para kazanmak
verb
|
|
earn money,
make money,
earn,
coin,
knock up
|
zafer kazanmak
phrase, verb
|
|
triumph,
conquer,
bear the palm,
win the palm
|
önem kazanmak
noun, verb
|
|
gain importance,
come into question,
come into prominence
|
Similar Words
|
|
|
|
|