|
English Translation |
|
More meanings for itiraz etmek
demur
verb
|
|
zorluk çıkarmak,
karşı koymak
|
object to
verb
|
|
itirazı olmak,
karşı çıkmak,
karşı gelmek
|
oppose
verb
|
|
karşı çıkmak,
karşı gelmek,
karşı olmak,
muhalefet etmek,
kafa tutmak
|
dispute
verb
|
|
tartışmak,
şüphe etmek,
çekişmek,
karşı koymak,
münakaşa etmek
|
contest
verb
|
|
yarışmak,
karşı koymak,
rekabet etmek,
çekişmek
|
protest
verb
|
|
protesto etmek,
iddia etmek,
karşı çıkmak,
reddetmek,
protesto çekmek
|
protest against
verb
|
|
karşı çıkmak,
protesto etmek,
ayaklanmak
|
argue
verb
|
|
tartışmak,
savunmak,
iddia etmek,
görüşmek,
karşı gelmek
|
argue against
verb
|
|
aksini iddia etmek,
karşı çıkmak
|
buck
verb
|
|
sıçramak,
sıçrayıp binicisini düşürmek,
karşı gelmek,
itaatsizlik etmek
|
challenge
verb
|
|
meydan okumak,
düelloya davet etmek,
boy ölçüşmek,
davet etmek,
kafa tutmak
|
object
verb
|
|
itirazı olmak,
karşı çıkmak,
razı olmamak
|
contravene
verb
|
|
çiğnemek,
karşı çıkmak,
başkaldırmak,
uymamak
|
deprecate
verb
|
|
karşı çıkmak
|
except
verb
|
|
ayırmak,
hariç tutmak,
dışında tutmak,
karşı çıkmak
|
take exception to
verb
|
|
itiraz etmek
|
expostulate
verb
|
|
uyarmak,
eleştirmek,
sitem etmek,
öğüt vermek
|
gainsay
verb
|
|
inkâr etmek,
reddetmek,
kabul etmemek
|
interpose
verb
|
|
ileri sürmek,
araya koymak,
araya girmek,
karşı çıkmak,
aracılık yapmak
|
make an objection to
verb
|
|
itiraz etmek
|
raise an objection to
verb
|
|
itiraz etmek
|
take objection to
verb
|
|
reddetmek
|
remonstrate
verb
|
|
protesto etmek,
kınamak,
sitem etmek,
uyarmak,
güçlü kanıtları olmak
|
blow the whistle on
phrase
|
|
ıslıklamak,
ele vermek,
ihbar etmek,
ilan etmek,
herkese duyurmak
|
See Also in Turkish
Similar Words
Nearby Translations
|
|
|
|
|