|
English Translation |
|
More meanings for ele vermek
betray
verb
|
|
ihanet etmek,
açığa vurmak,
hıyanet etmek,
hainlik etmek,
kötüye kullanmak
|
give away
verb
|
|
bağışlamak,
vermek,
feda etmek
|
grass on
verb
|
|
ihbar etmek
|
delate
verb
|
|
gammazlamak,
itham etmek,
şikâyet etmek,
ihbar etmek
|
peach against
verb
|
|
ihbar etmek
|
peach on
verb
|
|
ihbar etmek
|
finger
verb
|
|
parmak ile dokunmak,
ellemek,
çalmak,
parmakla göstermek
|
give up
verb
|
|
bırakmak,
vazgeçmek,
teslim etmek,
ayrılmak,
adamak
|
grass
verb
|
|
otlatmak,
çim kaplamak,
çayıra salmak,
çimlere yaymak,
yere sermek
|
sell
verb
|
|
satmak,
satılmak,
sattırmak,
beğenilmek,
kazıklamak
|
shop
verb
|
|
alışveriş etmek,
alışverişe çıkmak,
araştırmak,
araştırma yapmak,
hapse atmak
|
split on
verb
|
|
ispiyonlamak,
hakkında bilgi vermek
|
blow the whistle on
phrase
|
|
ıslıklamak,
itiraz etmek,
ihbar etmek,
ilan etmek,
herkese duyurmak
|
put on the scent
phrase
|
|
ihbar etmek
|
See Also in Turkish
See Also in English
hand
noun, verb
|
|
el,
yardım,
taraf,
ibre,
parmak
|
over
adjective, preposition, adverb
|
|
üzerinde,
fazla,
üzerinden,
aşkın,
üzerine
|
Similar Words
ödemek
verb
|
|
pay,
pay for,
repay,
pay in,
pay out
|
ayrılmak
phrase, adjective, verb
|
|
leave,
separate,
split,
divorce,
sunder
|
öksürerek çıkarmak
verb
|
|
cough,
cough out,
cough up,
expectorate
|
|
|
|
|
|