|
English Translation |
|
More meanings for tartışmak
debate
verb
|
|
çekişmek,
danışmak,
düşünüp taşınmak,
dikkate almak
|
discuss
verb
|
|
görüşmek,
tadına varmak,
tadını çıkarmak
|
dispute
verb
|
|
itiraz etmek,
şüphe etmek,
çekişmek,
karşı koymak,
münakaşa etmek
|
moot
verb
|
|
tartışmak
|
wrangle
verb
|
|
kavga etmek,
dalaşmak,
birbirini yemek
|
brawl
verb
|
|
gürül gürül akmak,
kavga etmek
|
spar
verb
|
|
boks yapmak,
boks maçı yapmak,
kavga etmek,
ağız kavgası etmek,
münakaşa etmek
|
jangle
verb
|
|
çıngırdatmak,
çıngırdamak,
tıngırdamak,
çalmak,
atışmak
|
negotiate
verb
|
|
görüşmek,
aşmak,
kırdırmak,
ciro etmek,
paraya çevirmek
|
have words with
verb
|
|
atışmak
|
altercate
verb
|
|
kavga etmek,
atışmak
|
bicker
verb
|
|
atışmak,
şırıldamak,
çekişmek,
pırıldamak,
titreşmek
|
bust
verb
|
|
sona ermek,
tutuklamak,
kırmak,
patlatmak,
bozulmak
|
canvass
verb
|
|
sipariş toplamak,
gözden geçirmek,
görüşmek,
kamuoyu yoklaması yapmak,
seçmenleri dolaşarak oy istemek
|
contend
verb
|
|
uğraşmak,
yarışmak,
çekişmek,
savaşmak,
iddia etmek
|
controvert
verb
|
|
çürütmek,
karşı gelmek,
reddetmek,
yalanlamak
|
join issue with
verb
|
|
münakaşa etmek
|
take issue with
verb
|
|
münakaşa etmek
|
have a row with
verb
|
|
atışmak,
kavga etmek
|
set to
verb
|
|
başlamak,
girişmek,
koyulmak,
uğraşmak,
kavga etmek
|
have a set-to
verb
|
|
kavga etmek
|
argue
verb
|
|
savunmak,
iddia etmek,
görüşmek,
itiraz etmek,
karşı gelmek
|
challenge
verb
|
|
meydan okumak,
düelloya davet etmek,
boy ölçüşmek,
davet etmek,
kafa tutmak
|
bat around
phrase
|
|
dolaşmak,
gezinmek
|
See Also in Turkish
Similar Words
|
|
|
|
|