|
English Translation |
|
More meanings for halletmek
solve
verb
|
|
çözmek,
çözümlemek,
çözüm bulmak,
aydınlatmak
|
resolve
verb
|
|
gidermek,
çözmek,
çözümlemek,
karara bağlamak,
karar vermek
|
arrange
verb
|
|
düzenlemek,
ayarlamak,
hazırlamak,
sıralamak,
planlamak
|
adjust
verb
|
|
ayarlamak,
düzeltmek,
belirlemek,
uydurmak,
alışmak
|
figure out
verb
|
|
hesaplamak,
çözmek,
anlamak
|
work out
verb
|
|
çözmek,
çalışma yapmak,
istenilen sonucu vermek,
ayrıntılarıyla hazırlamak
|
get things done
verb
|
|
becermek,
başarmak
|
sort out
verb
|
|
sınıflandırmak,
ayırmak,
seçip ayırmak,
tasnif etmek,
ayıklamak
|
overcome
verb
|
|
üstesinden gelmek,
atlatmak,
başa çıkmak,
hakkından gelmek,
başarmak
|
untangle
verb
|
|
çözmek,
açmak
|
untwist
verb
|
|
açılmak,
açmak,
çözmek
|
manage
verb
|
|
işletmek,
idare etmek,
becermek,
geçinmek,
kıvırmak
|
clear up
verb
|
|
açıklamak,
aydınlatmak,
bilgi vermek,
tasfiye etmek,
açmak
|
compound
verb
|
|
birleştirmek,
uzlaşmak,
artırmak,
çözmek,
taksitle ödemek
|
dispatch
verb
|
|
göndermek,
sevketmek,
yollamak,
yalayıp yutmak,
silip süpürmek
|
dispose of
verb
|
|
satmak,
kullanmak,
zararsız hale getirmek,
elden çıkarmak,
kurtulmak
|
dissolve
verb
|
|
eritmek,
dağıtmak,
feshetmek,
erimek,
yok etmek
|
hurdle
verb
|
|
engeli aşmak,
çit çekmek,
üstesinden gelmek,
engelli koşu yapmak
|
lay on
verb
|
|
yüklemek,
koymak,
sürmek,
kullanmak,
tesisat döşemek
|
lick
verb
|
|
yalamak,
dayak atmak,
dövmek,
yenmek,
üstesinden gelmek
|
polish off
verb
|
|
bitirmek,
üstesinden gelmek,
silip süpürmek
|
sort
verb
|
|
sınıflandırmak,
ayırmak,
ayıklamak,
çözümlemek,
tasnif etmek
|
square
verb
|
|
bağdaşmak,
uydurmak,
kare yapmak,
uymak,
beraberliği sağlamak
|
surmount
verb
|
|
aşmak,
üstesinden gelmek,
yenmek,
üzerinde olmak
|
unriddle
verb
|
|
çözmek
|
untie
verb
|
|
çözmek,
açmak
|
untwine
verb
|
|
açılmak,
açmak,
çözmek,
çözülmek
|
unzip
verb
|
|
fermuarını açmak,
direncini kırmak
|
See Also in Turkish
|
|
|
|
|