|
English Translation |
|
More meanings for gidermek
fulfil
verb
|
|
yerine getirmek,
karşılamak,
tamamlamak,
yapmak,
uygulamak
|
eliminate
verb
|
|
elemek,
yok etmek,
çıkarmak,
elimine etmek,
atmak
|
clear
verb
|
|
temizlemek,
açıklamak,
kaldırmak,
açmak,
aydınlatmak
|
satisfy
verb
|
|
karşılamak,
cevap vermek,
memnun etmek,
tatmin etmek,
hoşnut etmek
|
supply
verb
|
|
sağlamak,
tedarik etmek,
temin etmek,
karşılamak,
ihtiyacı karşılamak
|
allay
verb
|
|
yatıştırmak,
bastırmak,
hafifletmek,
sakinleştirmek
|
appease
verb
|
|
yatıştırmak,
sakinleştirmek,
bastırmak,
gönlünü almak,
azaltmak
|
avert
verb
|
|
önlemek,
çevirmek,
başka tarafa çevirmek
|
dispel
verb
|
|
dağıtmak,
defetmek
|
disperse
verb
|
|
dağıtmak,
yaymak,
dağılmak,
yayılmak,
açılmak
|
dissipate
verb
|
|
dağıtmak,
yaymak,
boşa harcamak,
çarçur etmek,
yok etmek
|
remove
verb
|
|
kaldırmak,
çıkarmak,
uzaklaştırmak,
ortadan kaldırmak,
götürmek
|
efface
verb
|
|
silmek,
yok etmek,
unutturmak
|
fulfill
verb
|
|
yerine getirmek,
karşılamak,
tamamlamak,
yapmak,
uygulamak
|
gratify
verb
|
|
tatmin etmek,
sevindirmek,
memnun etmek,
hoşnut etmek,
kendini kaptırmak
|
iron out
verb
|
|
ütüyle açmak,
ortadan kaldırmak
|
obviate
verb
|
|
önlemek,
önüne geçmek,
çare bulmak,
karşılamamak,
yetmemek
|
quench
verb
|
|
söndürmek,
bastırmak,
dindirmek,
kırmak,
su vermek
|
repair
verb
|
|
onarmak,
tamir etmek,
çekilmek,
yamamak,
telâfi etmek
|
resolve
verb
|
|
çözmek,
çözümlemek,
halletmek,
karara bağlamak,
karar vermek
|
smooth away
verb
|
|
düzeltmek,
pürüzleri yok etmek,
kurtulmak
|
smooth out
verb
|
|
düzeltmek,
düzlemek,
kırışıklıkları gidermek,
pürüzsüzleştirmek
|
slake
verb
|
|
söndürmek
|
See Also in Turkish
kırışıklıkları gidermek
verb
|
|
wrinkle removal,
smooth out
|
dolaşıklığını gidermek
verb
|
|
take your loitering,
disentangle
|
çalışa çalışa gidermek
verb
|
|
work,
work off
|
endişelerini gidermek
verb
|
|
worrying about,
relieve one's mind
|
pürüzlerini gidermek
verb
|
|
scrapping,
file
|
ihtiyacını gidermek
verb
|
|
to meet your needs,
relieve oneself
|
buzlanmayı gidermek
verb
|
|
freezing,
de-ice
|
şüphesini gidermek
verb
|
|
to take suspicion,
straighten out,
disarm
|
kokusunu gidermek
verb
|
|
smell,
deodorize
|
stresini gidermek
verb
|
|
relieve stress,
de-stress
|
Similar Words
|
|
|
|
|