|
English Translation |
|
More meanings for çatlak
crack
noun
|
|
şiddetle vurma
|
cracked
adjective
|
|
kırık,
çatlamış,
kaçık
|
fracture
noun
|
|
kırık,
kırılma,
kırma
|
crevice
noun
|
|
yarık,
gedik
|
rift
noun
|
|
yarık,
aralık,
açıklık,
ara açıklığı
|
fissure
noun
|
|
yarık,
çatlama
|
balmy
adjective
|
|
huzur veren,
dinlendirici,
hoş kokulu,
sıcacık ve hoş,
kaçık
|
fractured
adjective
|
|
kırık
|
flaw
noun
|
|
kusur,
hata,
defo,
noksanlık,
özür
|
split
adjective
|
|
ayrık,
yarık,
ayrılmış,
kırık,
çatlamış
|
chapped
adjective
|
|
çatlamış
|
nut
noun
|
|
somun,
ceviz,
kabuklu yemiş,
kaçık,
çılgın
|
chappy
adjective
|
|
çatlamış,
yarılmış,
yarık
|
nutty
adjective
|
|
ceviz gibi,
deli,
kaçık,
kafadan çatlak,
fındık dolu
|
break
noun
|
|
mola,
ara,
kırılma,
fren,
kırma
|
fault
noun
|
|
hata,
arıza,
fay,
kusur,
yanlış
|
rupture
noun
|
|
kopma,
kırılma,
yırtık,
fıtık,
kopukluk
|
interstitial
adjective
|
|
dokular arasındaki
|
chink
noun
|
|
şıkırtı,
yarık,
metalik ses,
para,
temiz para
|
cleft
noun
|
|
yarık,
ayrık
|
crackers
noun
|
|
deli
|
chip
noun
|
|
yonga,
fiş,
mikrodevre,
çentik,
kırıntı
|
chap
noun
|
|
adam,
arkadaş,
ahbap,
çene,
yarık
|
interstice
noun
|
|
aralık,
açıklık,
yarık
|
screwy
adjective
|
|
garip,
kaçık,
tuhaf,
şüpheli
|
cracky
noun
|
|
deli
|
hoarse
adjective
|
|
boğuk,
kısık,
boğuk sesli,
kısık sesli
|
touched
adjective
|
|
müteessir,
etkilenmiş,
deli,
bozuk
|
potty
adjective
|
|
deli,
basit,
önemsiz
|
crevasse
noun
|
|
yarık
|
pixilated
adjective
|
|
sarhoş,
kaçık,
şaşkın
|
batty
adjective
|
|
kaçık,
üşütük,
deli
|
meshuggah
noun
|
|
çatlak
|
cuckoo
adjective
|
|
kaçık
|
barmy
adjective
|
|
mayalı,
kaçık,
köpüklü,
kafadan çatlak
|
shaky
adjective
|
|
titrek,
zayıf,
sallantıda,
sarsıntılı,
sarsak
|
cranny
noun
|
|
sığınak,
kuytu,
yarık
|
shake
noun
|
|
sarsıntı,
titreme,
sallama,
sarsma,
deprem
|
spring
noun
|
|
bahar,
yay,
ilkbahar,
kaynak,
pınar
|
disordered
adjective
|
|
düzensiz,
bozuk,
karışık,
kaçık
|
cloven
adjective
|
|
ayrık,
yarık
|
shaken
adjective
|
|
sarsılmış,
çalkalanmış,
etkilenmiş,
kötü etkilenmiş
|
queer in the head
adjective
|
|
kaçık
|
rusty
adjective
|
|
paslı,
paslanmış,
pas rengi,
körelmiş,
solmuş
|
off one's rocker
adjective
|
|
dengesiz
|
crack-brained
adjective
|
|
kaçık
|
off one's chump
phrase
|
|
aklını kaçırmış,
kafayı üşütmüş
|
See Also in Turkish
çatlak kafatası
noun
|
|
fractured skull
|
çatlak kimse
noun
|
|
fruitcake
|
çatlak ses
noun
|
|
jar
|
çatlak gibi görünen desen
noun
|
|
crack-like pattern,
crackle
|
yer tabakasındaki çatlak
noun
|
|
crack in the ground layer,
throw
|
çatlak desenli çini kap
noun
|
|
cracked tile cap,
crackle
|
çatlak desenle sırlamak
verb
|
|
crack,
craze
|
çatlak ses çıkarmak
verb
|
|
crack,
jar
|
kafadan çatlak
adjective, verb
|
|
head crack,
nutty,
barmy,
have a screw loose,
off one's onion
|
ince çatlak
noun
|
|
fine crack,
hairline crack,
hairline
|
Similar Words
yarık
noun, adjective
|
|
slit,
slot,
fissure,
cleft,
split
|
açıklık
noun
|
|
openness,
aperture,
clearance,
clarity,
gap
|
ağız
noun, adjective
|
|
mouth,
oral,
opening,
lip,
orifice
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|