|
English Translation |
|
More meanings for sokulmak
edge in
verb
|
|
içine sokmak
|
nestle
verb
|
|
yerleşmek,
bağrına basmak,
barındırmak,
sığınmak,
yerleştirmek
|
snuggle
verb
|
|
sarınıp yatmak,
sarılmak,
kıvrılıp yatmak,
kıvrılmak,
yanına kıvrılmak
|
draw near
verb
|
|
yanaşmak,
yaklaşmak
|
wriggle oneself into
verb
|
|
sokulmak
|
infiltrate
verb
|
|
sızmak,
süzmek,
gizlice girmek
|
come up
verb
|
|
çıkmak,
yaklaşmak,
mahkemeye çıkmak,
yaygın olmak,
tutulmak
|
creep
verb
|
|
sürünmek,
sürünerek ilerlemek,
emeklemek,
ürpermek,
sarılarak büyümek
|
come close
verb
|
|
sokulmak
|
edge
verb
|
|
keskinleştirmek,
kenar yapmak,
yavaş yavaş ilerletmek,
yan yan gitmek
|
encroach
verb
|
|
tecâvüz etmek,
zarar vermek,
kötüye kullanmak
|
nuzzle
verb
|
|
burnunu sürmek,
burnu ile dürtmek
|
penetrate
verb
|
|
nüfuz etmek,
işlemek,
içine girmek,
arasından geçmek,
içyüzünü anlamak
|
put oneself forward
verb
|
|
öne çıkmak,
adaylığını koymak
|
sidle
verb
|
|
yan yana gitmek,
yan yan gitmek
|
sidle up to
verb
|
|
ürkerek sokulmak
|
worm one's way
verb
|
|
kendine yol açmak,
hile ile sokulmak
|
See Also in Turkish
hile ile sokulmak
verb
|
|
trickle,
worm oneself,
worm one's way
|
sessizce sokulmak
verb
|
|
sneak in,
sneak,
cat-foot
|
gizlice sokulmak
verb
|
|
sneak in,
steal into,
stalk
|
sinsice sokulmak
verb
|
|
sneak in,
slink
|
ürkerek sokulmak
verb
|
|
be frightened,
sidle up to
|
zorla sokulmak
verb
|
|
forcibly,
intrude,
obtrude
|
Similar Words
|
|
|
|
|