|
English Translation |
|
More meanings for dış
external
adjective
|
|
harici,
dışarıdan gelen,
yabancı ülkelerle olan
|
outer
adjective
|
|
harici,
dışarıdaki
|
foreign
adjective
|
|
yabancı
|
outside
noun
|
|
dışarı,
dışarıda,
ileri uç bölgesi,
dışarıdaki,
en fazla miktar,
harici,
dış kaynaklı,
en çok
|
exterior
adjective
|
|
harici,
dış kaynaklı,
dış ülkelerle olan
|
out
adjective
|
|
dışarıdaki,
işe yaramaz,
modası geçmiş,
uzaktaki,
muhalefet
|
outward
adjective
|
|
dışa doğru olan,
görünen,
dışarıya giden
|
extrinsic
adjective
|
|
dıştan gelen,
geçici,
ikincil,
eğreti
|
offshore
adjective
|
|
kıyıdan uzak,
kıyıdan esen,
yabancı ülkeden
|
superficial
adjective
|
|
yüzeysel,
üstünkörü,
iki boyutlu,
ayrıntısız,
yarım yamalak
|
salient
adjective
|
|
belirgin,
göze çarpan,
çarpıcı,
dikkat çekici,
çıkıntılı
|
ecto-
prefix
|
|
ekto
|
exo-
prefix
|
|
ekzo,
dışına,
dışından
|
See Also in Turkish
dış ilişkiler
noun
|
|
external affairs,
exterior
|
dış güzellik
noun
|
|
beauty,
gloss
|
dış politika
noun
|
|
foreign policy
|
dış görünüm
|
|
appearance
|
dış görünüş
noun
|
|
physical appereance,
appearance,
facade,
surface,
guise
|
dış ticaret
noun
|
|
foreign trade,
external trade
|
dış hatlar
noun
|
|
international,
contour
|
dış yüzey
noun
|
|
exterior surface,
rind
|
dış borç
noun
|
|
external debt,
external loan
|
diş
prefix, noun, adjective
|
|
teeth,
dental,
tooth,
clove,
cog
|
dış dünya
noun
|
|
outer world,
external world
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|