|
English Translation |
|
More meanings for delmek
prick
verb
|
|
dikmek,
iğne batırmak,
diken batırmak,
vicdanını sızlatmak,
listede işaretlemek
|
hole
verb
|
|
delik açmak,
kapanmak,
deliğe sokmak,
deliğe girmek,
yuvasına girmek
|
bore
verb
|
|
sıkmak,
daraltmak,
delik açmak,
oymak,
kabak tadı vermek
|
drill
verb
|
|
delik açmak,
tohum ekmek,
makine ile tohum ekmek,
matkapla delmek,
talim yaptırmak
|
make a hole in
verb
|
|
delik açmak
|
broach
verb
|
|
açmak,
ileri sürmek
|
dig into
verb
|
|
saplamak,
sokmak,
yemeğe girişmek
|
dig through
verb
|
|
kazıp delmek
|
perforate
verb
|
|
delikli yapmak,
içine işlemek
|
pierce
verb
|
|
işlemek,
delik açmak,
delip geçmek,
içinden geçmek,
nüfuz etmek
|
pick
verb
|
|
seçmek,
toplamak,
koparmak,
ayıklamak,
kazmak
|
ream
verb
|
|
delik açmak,
suyunu çıkarmak,
deliği genişletmek,
çukuru genişletmek,
sıkmak
|
ream out
verb
|
|
delik açmak,
sıkmak,
suyunu çıkarmak
|
spike
verb
|
|
sivri demir ile delmek,
tahta sokmak,
tıkamak,
uzun çivilerle tutturmak,
krampon ile yaralamak
|
stab
verb
|
|
bıçaklamak,
hançerlemek,
saplamak,
ihanet etmek
|
stave in
verb
|
|
kırmak,
vurarak kırmak,
ezmek
|
stick
verb
|
|
ayrılmamak,
yapışmak,
sadık kalmak,
takılmak,
dayanmak
|
puncture
verb
|
|
patlatmak,
yıkmak,
delinmek,
patlamak,
boşa çıkarmak
|
pink
verb
|
|
saplamak,
kenarını zikzaklı kesmek,
kenarını oyalamak,
kliketli çalışmak
|
See Also in Turkish
Similar Words
baskın çıkmak
verb
|
|
euchre,
trump,
surpass,
extinguish,
preponderate
|
dolandırmak
phrase, verb
|
|
swindle,
con,
defraud,
cheat,
spoof
|
silkelemek
verb
|
|
shake,
shake off,
shake up,
shake out,
shake down
|
ödememek
verb
|
|
not to pay,
repudiate,
bilk
|
|
|
|
|
|