|
English Translation |
|
More meanings for oymak
tribe
noun
|
|
kabile,
aşiret,
boy,
familya,
takım
|
gouge
verb
|
|
kazıklamak,
para sızdırmak,
şantajla para almak
|
sculpt
verb
|
|
yontmak,
heykelini yapmak,
heykeltraşlık yapmak
|
carve
verb
|
|
hakketmek,
kesmek,
oyma ile süslemek,
doğramak,
keserek servis etmek
|
sculpture
verb
|
|
yontmak,
heykelini yapmak,
heykeltraşlık yapmak
|
scoop out
verb
|
|
kepçe ile boşaltmak,
içini oymak,
çukur açmak
|
hollow
verb
|
|
çukur açmak,
kazmak
|
gouge out
verb
|
|
oymak
|
etch
verb
|
|
asitle hakketmek,
hakketmek,
kabartma yapmak,
yeretmek,
iz bırakmak
|
engrave
verb
|
|
işlemek,
hakketmek,
kabartma yapmak
|
hollow out
verb
|
|
çukur açmak,
kazmak
|
recess
verb
|
|
ara vermek,
girinti yapmak,
yer açmak,
boşluğa yerleştirmek,
paydos etmek
|
incise
verb
|
|
deşmek,
yarmak,
hakketmek,
kazımak
|
cut
verb
|
|
kesmek,
indirmek,
açmak,
makasla kesmek,
biçmek
|
cave
verb
|
|
kazmak,
açmak,
çökmek,
yıkılmak,
batmak
|
clan
noun
|
|
klan,
zümre,
kabile,
boy,
grup
|
sculp
verb
|
|
yontmak,
heykelini yapmak,
heykeltraşlık yapmak
|
bore
verb
|
|
sıkmak,
daraltmak,
delmek,
delik açmak,
kabak tadı vermek
|
excavate
verb
|
|
kazmak,
kazı yapmak
|
trace over
verb
|
|
kopya etmek,
hakketmek
|
chisel
verb
|
|
yontmak,
sızdırmak,
kazıklamak,
dolandırmak
|
chase
verb
|
|
kovalamak,
takip etmek,
peşinde olmak,
peşine düşmek,
hızla geçip gitmek
|
cave in
verb
|
|
kazmak,
açmak,
çökmek,
yıkılmak
|
grave
verb
|
|
kazımak,
işlemek,
kalafat etmek
|
boy-scout troop
noun
|
|
oymak
|
See Also in Turkish
Similar Words
etnik grup
noun
|
|
ethnic group,
ethnics
|
soy sop
noun
|
|
kinsfolk
|
akraba
noun, adjective
|
|
relative,
related,
kin,
kindred,
akin
|
ev
noun, adjective
|
|
home,
house,
household,
domestic,
place
|
|
|
|
|
|