|
English Translation |
|
More meanings for sıkışmak
jam
verb
|
|
sıkıştırmak,
kıstırmak,
basmak,
tıkamak,
takılmak
|
squeeze
verb
|
|
sıkmak,
sıkıştırmak,
suyunu çıkarmak,
ezmek,
tıkıştırmak
|
jam in
verb
|
|
sıkıştırmak,
kıstırmak,
sıkışıp kalmak,
takılmak
|
be stuck
verb
|
|
çakılıp kalmak,
çıkamamak,
saplanmak,
tutulmak
|
tighten
verb
|
|
sıkmak,
sıkıştırmak,
germek,
kasmak,
ciddileşmek
|
be pressed for
verb
|
|
ihtiyacı olmak,
darda olmak
|
be pinched
verb
|
|
ihtiyacı olmak,
kıvranmak,
acı çekmek
|
be taken short
verb
|
|
kakası gelmek,
tuvaleti gelmek
|
be pushed
verb
|
|
darda olmak
|
catch
verb
|
|
yakalamak,
tutmak,
yetişmek,
kavramak,
anlamak
|
be cramped for space
verb
|
|
yeri dar olmak
|
be pinched for time
verb
|
|
zamanı yetmemek,
zamana ihtiyacı olmak
|
See Also in Turkish
Similar Words
|
|
|
|
|
|