|
English Translation |
|
More meanings for çıkmaz
impasse
noun
|
|
çıkmaz sokak,
zor durum
|
dead end
noun
|
|
çıkmaz sokak,
kör uç
|
deadlock
noun
|
|
tıkanıklık,
durgunluk
|
predicament
noun
|
|
kötü durum,
tatsız durum,
kategori
|
stalemate
noun
|
|
pata
|
dilemma
noun
|
|
ikilem
|
dead
adjective
|
|
ölü,
ölmüş,
cansız,
tam,
sönmüş
|
fix
noun
|
|
güç durum,
önceden belirlenmiş sonuç,
uyuşturucu iğne,
eroin dozu,
aşırı doz
|
crunch
noun
|
|
çatırtı,
zor durum,
çıtırtı,
hışırtı
|
quagmire
noun
|
|
bataklık,
batak
|
toughie
noun
|
|
kabadayı,
zor durum
|
scrape
noun
|
|
kazıma,
sıyrık,
çizik,
sürtme,
kazıma sesi
|
inerasable
adjective
|
|
silinmez
|
den
noun
|
|
in,
mağara,
sığınak,
yatak,
batakhane
|
quag
noun
|
|
batak,
bataklık
|
quicksand
noun
|
|
bataklık,
bataklık kumu,
kayan kum,
hareketli kum,
batak
|
extreme
noun
|
|
son derece,
sınır,
aşırılık,
aşırı derece,
en uç nokta
|
cleft stick
noun
|
|
zor durum
|
dead-end
adjective
|
|
çıkışı olmayan,
umutsuz,
geleceği olmayan,
sonu olmayan,
başarı şansı olmayan
|
culde-sac
noun
|
|
çıkmaz sokak
|
See Also in Turkish
Similar Words
|
|
|
|
|