|
English Translation |
|
More meanings for göz atmak
dip into
verb
|
|
gözden geçirmek,
çok masrafa girmek
|
take a glance at
verb
|
|
göz atmak
|
shoot a glance
verb
|
|
göz gezdirmek
|
glance
verb
|
|
göz gezdirmek,
bakıvermek,
parıldamak
|
blink at
verb
|
|
hayret etmek,
şaşırmak,
görmemezlikten gelmek,
göz yummak
|
look at
verb
|
|
bakmak,
gözden geçirmek,
göz önüne almak,
seyretmek
|
have a dekko
verb
|
|
göz atmak
|
dig
verb
|
|
kazmak,
çukur kazmak,
bellemek,
hafriyat yapmak,
deşmek
|
glance at
verb
|
|
göz gezdirmek
|
dip
verb
|
|
daldırmak,
bandırmak,
dalış yapmak,
banmak,
batırmak
|
flash a glance
verb
|
|
bakış atmak
|
flick through
verb
|
|
gözden geçirmek,
sayfaları birer birer çevirmek
|
take a gander
verb
|
|
bakmak
|
glimpse
verb
|
|
gözüne ilişmek,
görünüp kaybolmak
|
give the once-over
verb
|
|
çaktırmadan bakmak
|
scan
verb
|
|
taramak,
incelemek,
görüntülemek,
ekranda görüntülemek,
bakmak
|
skim over
verb
|
|
göz gezdirmek,
şöyle bir bakmak
|
give an eye to
phrase
|
|
gözkulak olmak
|
See Also in Turkish
atmak
phrase, verb
|
|
throw away,
throw,
toss,
put,
cast
|
göz
prefix, noun, adjective
|
|
eye,
ocular,
compartment,
sight,
ophthalmic
|
Similar Words
|
|
|
|
|
|