|
English Translation |
|
More meanings for sınırlı
limited
adjective
|
|
kısıtlı,
sınırlanmış,
kıt
|
restricted
adjective
|
|
kısıtlı,
yasak,
gizli
|
finite
adjective
|
|
ölçülebilir,
sonu olan,
sayı veya şahıs gösteren
|
narrow
adjective
|
|
Dar,
kısıtlı
|
scarce
adjective
|
|
kıt,
nadir,
seyrek,
az bulunur,
zor bulunur
|
scant
adjective
|
|
yetersiz,
kıt,
kısıtlı,
kifayetsiz
|
parochial
adjective
|
|
dar görüşlü,
Dar,
bölge kilisesine bağlı
|
determinate
adjective
|
|
belirli
|
slender
adjective
|
|
ince,
narin,
ince belli,
yetersiz,
ufak tefek
|
contracted
adjective
|
|
büzülmüş,
kasılmış,
kısaltılmış,
az
|
scanty
adjective
|
|
yetersiz,
kısıtlı,
kıt
|
Ltd
abbreviation
|
|
sınırlı
|
measurable
adjective
|
|
ölçülebilir,
ölçülü
|
stinted
adjective
|
|
kısıtlı
|
strait
adjective
|
|
Dar,
sıkı,
kısıtlı
|
See Also in Turkish
Similar Words
seyrek
adjective, adverb
|
|
rare,
sparse,
infrequent,
seldom,
scarce
|
yetersiz
adjective, adverb
|
|
insufficient,
inadequate,
unsatisfactory,
meager,
short
|
kıt
adjective
|
|
scarce,
limited,
scant,
skimpy,
meager
|
|
|
|
|
|