|
English Translation |
|
More meanings for çıkış
exit
noun
|
|
sahneden çıkma,
ölüm
|
out
noun
|
|
kurtuluş,
aut,
çizgi dışı,
çıkar yol,
atlanmış sözcük
|
outlet
noun
|
|
priz,
ağız,
fiş,
pazar,
satış yeri
|
starting
adjective
|
|
başlangıç,
başlama
|
checkout
noun
|
|
kasa,
ayrılma
|
issue
noun
|
|
konu,
sorun,
mesele,
sayı,
çıkarma
|
ascent
noun
|
|
yokuş,
yükselme,
tırmanma,
rampa,
bayır
|
start
noun
|
|
başlangıç,
start,
başlama,
harekete geçme,
sıçrama
|
way out
noun
|
|
çıkış yolu,
çıkar yol,
çare,
çözüm
|
egress
noun
|
|
çare,
çıkma,
çıkar yol,
tutulmanın sonu
|
rising
noun
|
|
ayaklanma,
yükselme,
artış,
yükseliş,
isyan
|
up
noun
|
|
artış,
uyarıcı,
mutluluk veren şey
|
boom
noun
|
|
patlama,
canlanma,
bumba,
seren,
vinç kolu
|
sortie
noun
|
|
sorti,
hücum,
bombardıman uçuşu
|
power output
noun
|
|
güç çıkışı,
enerji verimi
|
hit
noun
|
|
isabet,
darbe,
vuruş,
vurma,
başarı
|
outrun
noun
|
|
depar
|
See Also in Turkish
Similar Words
Nearby Translations
|
|
|
|
|